Yazıları

İspanyol müziği

Kendilerine özgü tarihsel ve kültürel özellikleri olan, çeşitli diller (Castilla dili, Katalanca, Bask dili, Galicia dili, vb.) konuşulan birçok bölgeden oluşan İspanya`nın bu bölgesel çeşitliliği, müziğine de yansımıştır. İspanyol müziği üstündeki önemli etkilerden biri, uzun süreli müslüman egemenliği (711-1492) olmuş, bu etki özellikle, Endülüs`ün (Ândalucia) güney bölgesinde ağır basarak, süslemeli ezgileriyle, egzotik ses dizileriyle cante jondo (`derin şarkı`) adı verilen üslupta kendini göstermiştir. Arap asıllı müzikçiler, Castilla ve Leon birleşik krallığını yöneten, çalgı eşlikli Meryem ilahileri derlemesi Cantigas de Santa Mana`y (Meryem İlahileri) hazırlatan Akıllı Alfonso`nun (1221-84) sarayında da etkili olmuşlardır. 1492`de İspanya, Fernando II ve İsabel l`in yönetimleri altında bir dereceye .

“Kendilerine özgü tarihsel ve kültürel özellikleri olan, çeşitli diller (Castilla dili, Katalanca, Bask dili, Galicia dili, vb.) konuşulan birçok bölgeden oluşan İspanya`nın bu bölgesel “

Kendilerine özgü tarihsel ve kültürel özellikleri

Kendilerine özgü tarihsel ve kültürel özellikleri olan, çeşitli diller (Castilla dili, Katalanca, Bask dili, Galicia dili, vb.) konuşulan birçok bölgeden oluşan İspanya`nın bu bölgesel çeşitliliği, müziğine de yansımıştır. İspanyol müziği üstündeki önemli etkilerden biri, uzun süreli müslüman egemenliği (711-1492) olmuş, bu etki özellikle, Endülüs`ün (Ândalucia) güney bölgesinde ağır basarak, süslemeli ezgileriyle, egzotik ses dizileriyle cante jondo (`derin şarkı`) adı verilen üslupta kendini göstermiştir. Arap asıllı müzikçiler, Castilla ve Leon birleşik krallığını yöneten, çalgı eşlikli Meryem ilahileri derlemesi Cantigas de Santa Mana`y (Meryem İlahileri) hazırlatan Akıllı Alfonso`nun (1221-84) sarayında da etkili olmuşlardır. 1492`de İspanya, Fernando II ve İsabel l`in yönetimleri altında bir dereceye kadar siyasal bütünlüğe kavuş­ muş, müzik ve güzel sanatlar da oldukça gelişmişti. Din dışı müzik, kahramanlıkları, trajik olayları, aşk öykülerini dile getiren baladlarla başladı. Baladlar folklorun bir parçası olmakla birlikte, bazıları saray bestecileri tarafından üç ya da dört ses için ya da gitar ya da vihuela (lavta ile gitar karışımı çalgı) eşlikli solo ses için düzenlenerek, daha işlenmiş bir biçim alıyorlardı. Balada İspanyolca `romance` adı veriliyordu; bunun kırsal kesimdeki karşılığı, başlangıçta köylüler tarafından oluşturulan bir şarkı türü olan `villancico`ydu. Villancico, Rönesans sırasında, Juan del Encina gibi dö­ nemin başlıca bestecileri tarafından düzenlenmiş ses partili şarkılar biçiminde yaygınlaştı: En önemli villancicolar derlemesi, yaklaşık 500 şarkı içeren Cancionero de Palacio` dur (Saray Şarkı Kitabı). XVI. ve XVII. yy`larda birçok besteci, önce vihuela, daha sonra da gitar için çalgı müziği ve ses müziği derlemeleri yayınladılar. Söz konusu derlemelerin en tanınmışları arasında Luis de Milan`ın El Maestro`su (Usta, 1535), Enrıquez de Valderabano`nun Silva de Sirenas`ı (Sirenlerin Şarkıları, 1547), Miguel de Fuenllana`nın Orphenica Lyra`sı (Orpheus`un Liri, 1554) ve Esteban Daza`nın El Parnaso`su (Şiir Derlemesi, 1576) sayılabilir. Bu bestelerin tümü altı telli gitar (XVII. yy`da yerini `İspanyol gitarı` adı verilen, İspanya`nın özgün çalgısı beş telli gitar almıştır) için yazılmıştı. Aynı dönemde ayrıca, İspanya`da en büyük kilise müziği bestecilerinden bazıları yetişti: Cristobal de Morales, Francisco Guerrero, özellikle de büyük Requiem Missasf nın (1605) bestecisi Tomas Luis de Victoria. İspanyol operası XVII. yy`da, La Selva sin Am or{Sevgisiz Orman) adlı operayla (sözleri Lope de Vega tarafından yazılan bu yapıtın bestecisi bilinmemektedir) gelişmeye başladı. Juan Hidalgo, librettolarını Calderon de la Barca`nın yazdığı birkaç operanın müziğini besteledi. Ama operadaki bu gelişmeye karşın, İspanya`da en çok tutulan müzikli tiyatro türü, şan ile sözlü diyalogları birleştiren, genellikle komik ya da eğlenceli bir olayı işleyen zarzuela oldu. XVIII. yy`da ortaya çıkan, ama en parlak dönemini XIX. yy`da yaşayan bu türün başlıca ustası, Pan y Toros (Ekmek ve Boğalar, 1864) ve El Barberillo de Lavapies(Lavapies Berberi, 1874) adlı zarzuelaların bestecisi Francisco Asenjo Barbieri`dir (1823- 94). XX. yy`a yaklaşılırken İspanya`da Yeniçağ`ın en tanınmış üç bestecisi yetişti: Isaac Albeniz, Enrique Granados, Manuel de Falla. Bu bestecilerin üçü de, İspanya`nın zengin halk müziği mirasım temel alacak `ulusal` bir İspanyol tarzının yaratılması gerektiğini savunan müzik bilgini Felipe Pedrell`den (1841-1922) etkilendiler. Albeniz`in en büyük katkısı, İspanya`nın çeşitli bölgelerini ve kentlerini parlak bir biçimde çağrıştıran, piyano için yazılmış 12 parçadan oluşan İberia( 1909) süitidir. Granados`un başlıca yapıtları arasındaysa, ikisi de piyano için yazılmış olan İspanyol Dansları ve Goyescas (1912-14) sayılabilir. Goyescas`ın, ressam Goya tarafından yapılmış duvar halısı desenlerine dayanan temalarını ve sahnelerini, Granados daha sonra, 1916`da sahnelenen aynı adlı operasında da kullanmıştır. Manuel de Falla, her biri İspanya folkloru ve danslarıyla dolup taşan El Amor Brujo(Büyücü Aşk, 1915) ve Üç Köşeli Şapka { 1919) baleleriyle dünyanın her yanında ün salarken, piyano ve orkestra için İspanya Bahçelerinde Geceler (1909-15) adlı yapıtında, Endülüs`ün geleneksel havasını büyük bir başarıyla yansıtmıştır. Yüzyılın dönüm noktasında yetişen kuşağın en başarılı bestecileri arasında, Aranjuez Konçertosu (1939) adlı gitar konçertosu dünyanın en çok çalınan gitar kon­ çertosu olan Joaquin Rodrigo, İspanyol halk müziği kaynaklarından derinlemesine esinlenen Federico Mompou ile Rodolfo Halffter ve İspanya`nın ilk dizisel müzik (seriyalizm) bestecisi olan Joaquin Floms sayılabilir. Rodolfo`nun yeğeni Cristobal Halffter ile Luis Pablo da, müzikleri hâlâ İspanyol canlılığını yansıtmakla birlikte, Avrupa`daki ana müzik akımına daha çok yaklaşmış çağdaş bestecilerin temsilcisidirler.

ispanyolmuzigi konusu nedir nerededir sorusuna cevap oldu mu ?
-