İzmir (kent)
İzmirilinin merkezi. Ege bölgesinde, karayageniş birgi rinti yapan İzmir körfezinin bitim yerinde kurulmu: olan İzmir kentinin kuruluşundan günümüze gelişmesi her şeyden önce, kuruluş yerinin bu coğrafi özelliğine bağlı olmuştur. İzmir körfezi, önce kuzey-güney doğ rultusunda, kıyı ile Karaburun yarımadası arasında uzanır; sonra daha da darlaşarak, batı-doğu doğrultusunu alır. Doğuya doğVu ilerlendikçe genişliği azalan (Karşı yaka ile Konak meydanı arasında 2 km) bu batı-doğu kesiminin ağız bölümü, büyüklü küçüklü bazı adalarla (en önemlileri, Uzunada ve Hekim adası) az ya da çok korunarak, körfezin bitiminde kurulan kent için, kuruluş dönemi koşullarına göre barınmaya elverişli bir liman olma açısından üstünlük sağlamıştır. Kent, aynı zamanda, gene doğanın sağladığı kolaylıklar nedeniyle, .
“İzmirilinin merkezi. Ege bölgesinde, karayageniş birgi rinti yapan İzmir körfezinin bitim yerinde kurulmu: olan İzmir kentinin kuruluşundan günümüze gelişmesi her şeyden önce, kuruluş “
İzmirilinin merkezi. Ege bölgesinde, karayageniş
İzmirilinin merkezi. Ege bölgesinde, karayageniş birgi
rinti yapan İzmir körfezinin bitim yerinde kurulmu:
olan İzmir kentinin kuruluşundan günümüze gelişmesi
her şeyden önce, kuruluş yerinin bu coğrafi özelliğine
bağlı olmuştur. İzmir körfezi, önce kuzey-güney doğ
rultusunda, kıyı ile Karaburun yarımadası arasında uzanır;
sonra daha da darlaşarak, batı-doğu doğrultusunu
alır. Doğuya doğVu ilerlendikçe genişliği azalan (Karşı
yaka ile Konak meydanı arasında 2 km) bu batı-doğu
kesiminin ağız bölümü, büyüklü küçüklü bazı adalarla
(en önemlileri, Uzunada ve Hekim adası) az ya da çok
korunarak, körfezin bitiminde kurulan kent için, kuruluş dönemi koşullarına göre barınmaya elverişli bir liman
olma açısından üstünlük sağlamıştır. Kent, aynı zamanda,
gene doğanın sağladığı kolaylıklar nedeniyle,
ülkenin iç kesimlerine de bağlanabildiğinden, coğrafyanın
hazırladığı bütün bu koşulların birbirine eklenmesiyle,
çok eski dönemlerden bu yana önemli bir ticaret
limanı özelliğini korumuştur.
TARİH
İzmir`in geçmişi, Eskiçağ`a kadar uzanır. Körfezin bitiminde,
yerleşmeye elverişli bir yerde kurulmuş en eski
yerleşmeyle ilgili kesin bilgiler yoksa da, Eskiçağ`daki
`Smyrna` kentinin, İonia göçleriyle ilgili olarak, İ.Ö. XI.
yy`da kurulduğu sanılmaktadır.
İlk olarak körfezin kuzeydoğu kenarında, Yamanlar
dağının güney eteğinde, Bayraklı ile Bornova arasında,
o zaman deniz kıyısında bulunan birtepe üstünde Efeslilertarafından
kurulan Smyrna, İ.Ö. VII. yy`da Lidyalılar
tarafından alınıp, İ.Ö. VI. yy`da Persler tarafından yakı
lıp yıkıldı. Lysimakhos`un buyruğuyla, alüvyon birikmesiyle
kıyıdan uzak kalmış olan eski yerinde değil, Pagos
dağı (günümüzde Kadifekale) eteğinde yeniden kurulup,
İ.Ö. II. yy`da Roma egemenliğine girdi. Roma
Imparatorluğu`nun 395`te ikiye bölünmesiyle Doğu
Roma İmparatorluğu`nda (Bizans) kalıp, Bizans döneminde
1076`ya doğru Türkler tarafından ilk kez fethedildiyse
de, sonra birkaç kez el değiştirdi. 1424`te kesin
olarak Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldı.
Anadolu`nun Ege kıyılarında tek önemli limanı olarak
gelişip (ülke içinden gelen mallar, Akdeniz ülkelerine,
Hollanda ve İngiltere`ye gönderiliyordu), zaman zaman
depremler ve yangınlar ile veba ve kolera gibi salgın
hastalıklardan zarar görmesine karşın, gelişmesini
sürdürdü. Birinci Dünya Savaşı`na yakın yıllarda, nüfusunun
250 000, hattâ 300 000 olduğu sanılan (yarısı
Türklerden, geri kalanı azınlıklardan ve yabancılardan
oluşuyordu) İzmir`in, 15 Mayıs 1919`da Yunanlılartarafından
işgal edilmesi, Kurtuİuş Savaşı`nın başlamasına
yol açtı. 9 Eylül 1922`de kurtarılıp, Yunanlıların kaçarken
ateşe verdikleri kuzey kesimindeki mahallelerin
yerinde, sonradan modern görünüşlü yeni mahalleler
yapıldı.
GÜNÜMÜZDE İZMİR
Yunan işgalinden önemli bir bölümü yakılıp yıkılmış
halde kurtarılan İzmir kentinin 1927 sayımında 1 54 000
olan nüfusu, oldukça yavaş bir artışla 1950`de 228
000`e, 1960`ta 361 000`e, 1965`te 412 000`e, 1970`te
521 000`e, 1975`te 637 000`e yükselmiş,
1985`te 1 000 000`u aşıp, 1990`da 2 000 000`a yaklaşmıştır
(1 757 414). 1945`e kadar, nüfus bakımından
İstanbul`dan sonra ülkenin ikinci kenti olan İzmir,
1945`te ikinciliği Ankara`nın almasından günümüze kadar,
Türkiye`nin en kalabalık üçüncü büyük kenti olmayı
sürdürmüştür.
Günümüzde İzmir kenti, aynı adlı körfezin bitim yerinde,
bir ayça (hilal) biçiminde yayılır. Bu ayça, körfezin
kuzeyinde, Karşıyaka`nın batı ucundan (Bostanlı)
başlar; uzunluğu 30 km`yi bulan eğri bir şerit oluşturarak,
körfezin güneyinde Ûçkuyular`da sona erer. Uçkuyular`da
İzmir kentinin belediye sınırları sona ererse de,
Balçova belediye sınırından başlayarak Balçova ve İnciraltı
gibi yerleşmeler, şeridi daha batıya kadar sürdü
rür. Ayça biçimli şeridin kuzeybatı ucunun Bostanlı`nın
batısında sona ermesi de, bir coğrafi engelle ilgilidir.
Yerleşme bu kesimde, Gediz ırmağının eski ağzındaki
(1886`dan önceki ağız) bataklıklar önünde duraklamış
tır. Ayça biçimli yerleşme alanı, bazı kesimlerde ince
bir şerit halinde uzanır; bazı kesimlerdeyse genişler.
Körfezin kuzeyindeki Karşıyaka, önceleri dar bir kıyı şeridi
üstünde yeralırken, sonradan çeşitli yönlere doğru
genişlemiş, kuzeyde Yamanlar dağına doğru yaslanmış,
körfezin doğu kıyısındaki daha çok sanayi özelliği
taşıyan Turan ve Bayraklı semtleriyle birleşmiştir. Kentin
körfez kıyısından içeri doğru en çok genişlediği yer,
Kızılçullu deresinin körfezin bitimine yaydığı üçgen bi
çimli delta üstündedir. Alsancak`ta kuzeye doğru ilerleyen
deltanın doğusundaki koy, İzmir`in ticaret limanına
bağlı tesislerle donatılmıştır. Deltanın batı yarısında, Alsancak
ile Konak meydanı arasında uzanan birbirine
paralel birkaç Kordon, İzmir`in en canlı kesimini oluşturur.
Konak meydanının güneyinden başlayarak Eşrefpaşa
doğrultusunda, Basmahane`den de İkiçeşmelik
doğrultusunda yükselen kesimler, Kadifekale`nin (186
m) yamaçlarına kadar çıkar. Konak meydanından batı
ya doğru körfezin güney kıyısı boyunca uzanan semtler
(Karantina, Göztepe, Güzelyalı) de eskiden ince bir şerit
oluştururken, sonradan bu kesimin körfeze egemen yüzeyi üstünde Hatay semtinin kurulması, İzmir`i bu
kesimde de genişletmiştir. Ayrıca günümüzde İzmir,
körfez çevresinde yer yer daralıp genişleyen 30 km`lik
ayça biçimindeki bu şeritle sınırlı kalmaz; körfezin do
ğu uzantısı olan ovanın kuzey kenarında, Manisa dağından
inen yolun ovaya çıktığı yerde Bornova, güneyde
Kızılçullu vadisi boyunca yeralan semtler, doğuda bir
vadi ağzına yerleşmiş Buca ve daha güneyde SeydiköyGaziemir,
öteden beri önemli olan, son dönemde de
çok büyüyüp gelişen banliyölerdir. Eskiden trenle gidilen
bu banliyöler, günümüzde büyük İzmir yerleşme
alanı içine girmiş, ayrıca, aradaki boşluklar ve belli bir
eğime kadar yamaçlar, gecekondularla kaplanmıştır.
İzmir, Batı Anadolu`da çok geniş bir alanın ticaret limanıdır.
Yalnızca Ege ovalarının ürünleri değil, İçbatı
Anadolu`nun, hattâ Göller yöresi ve İç Anadolu`nun
Ege bölgesine komşu kesimlerinin dışsatım ürünleri de
İzmir`e gönderilir. İç kesimlerden İzmir`e gelen dışsatım
malları, İzmir`deki atölyelerde işlendikten sonra gemilere
yüklenir. Bu durum İzmir`de dış ticarete bağlı sanayilerin
kurulmasına olanak sağlamış, sanayi gelişmesini,
işgücü bolluğu ile büyük bir kentin tüketim etmeni
kamçılamış, böylece İzmir, Türkiye`nin İstanbul`dan
sonra ikinci önemli ticaret limanı ve ikinci sanayi merkezi
haline gelmiştir.