wilhelm Raabe

Alman yazarı (Eschershausen, Braunschweig 1831- Braunschweig 1910). Jakob Corvinus takma adıyla yayınladığı Die Chrorıik der Sperlingsgasse (Sperling Sokağı Kroniği, 1857) romanıyla büyük başarı kazanan Wilhelm Raabe, o tarihten sonra kendini geçim sıkıntısı ya da savaş yüzünden ezilen insanların yaşayışlarını canlandırmaya adadı; Nach dem Grossen Kriege (Büyük Savaştan Sonra, 1861). Der Heilige Born (Kutsal Kaynak, 1863) adlı yapıtında, uşağı kusursuz bir mutluluğa erişirken, kendi büyük bir mutsuzluğa yuvarlanan bir kontu işledi. Die Leute aus dem Walde (Orman İnsanları, 1863) adlı romanıysa `Küçük Sokaklara Dikkat! Yıldızlara Bak!` diye sonuçlanıyordu (`Yıldızlar`, insanları kurtaran dürüstlük,dostluk,sevgi gibi soylu duygulardı). Sonraki yapıtlarında da, deneylerden geçmiş kişinin yoksunluğunu, yazgının nankörlüğünü .

“Alman yazarı (Eschershausen, Braunschweig 1831- Braunschweig 1910). Jakob Corvinus takma adıyla yayınladığı Die Chrorıik der Sperlingsgasse (Sperling Sokağı Kroniği, 1857) romanıyla büyük “

Alman yazarı (Eschershausen, Braunschweig 1831- Braunschweig

Alman yazarı (Eschershausen, Braunschweig 1831- Braunschweig 1910). Jakob Corvinus takma adıyla yayınladığı Die Chrorıik der Sperlingsgasse (Sperling Sokağı Kroniği, 1857) romanıyla büyük başarı kazanan Wilhelm Raabe, o tarihten sonra kendini geçim sıkıntısı ya da savaş yüzünden ezilen insanların yaşayışlarını canlandırmaya adadı; Nach dem Grossen Kriege (Büyük Savaştan Sonra, 1861). Der Heilige Born (Kutsal Kaynak, 1863) adlı yapıtında, uşağı kusursuz bir mutluluğa erişirken, kendi büyük bir mutsuzluğa yuvarlanan bir kontu işledi. Die Leute aus dem Walde (Orman İnsanları, 1863) adlı romanıysa `Küçük Sokaklara Dikkat! Yıldızlara Bak!` diye sonuçlanıyordu (`Yıldızlar`, insanları kurtaran dürüstlük,dostluk,sevgi gibi soylu duygulardı). Sonraki yapıtlarında da, deneylerden geçmiş kişinin yoksunluğunu, yazgının nankörlüğünü betimledi. Hazzın uyandırdığı açlık, insanı mahvolmaya götürür temasını işleyen Raabe`nin yapıtlarında, varoluşun acıklı gülünçlüğü ve sürekli yaratılış mucizesi karşısında alçak gönüllü bir katlanma ahlâkı biçimlenir. Yaşamının sonuna doğru yazdığı yapıtlarında (Deutscher Mondsc- hein [Almanya`da Ayışığı, 1873-1875]; vb.), yaşamın dışına itilmiş, büyük kentte yitmiş, çoğunlukla anlaşılmaz kişileri (çocuklar, yaşlı sert hanımlar vb.) betimlemiştir.