sağlık ve sağlık koruma
Bedeni normal çalışan kişinin durumu olan sağlık, tıbbin ana konusudur ve korunması genetıbbın belirlediği
kurallara bağlıdır. Sağlık, dar anlamda ele alındığında,
bir iç çevre sisteminden, yani bedenin doğal dengelerine
önem vermekten söz etmek daha yerinde olur. Çinliler,
çok eski tarihlerde yin ve yang kuramıyla bunu çok
iyi anlamışlardır. Söz konusu kuramda, sağlığı kazanmak,
sağlığı bozmamaktan daha az önem taşır; bütün
giz, uyumdadır. Voltaire de, ten zevklerine düşkün bir
insan görünmesine karşın, `sağlıklı olmanın gizi, ölçülü
yemek ve beden hareketi yapmaktır` derken bunu anlatmak istemiştir.
ölçülü yemek. Günümüzde, az gelişmiş ülkelerde milyonlarca
insan kötü beslenirken, `gelişmiş` ülkelerin
insanları aşırı beslenmektedir: El emeğinin yerini büyük
ölçüde makine aldığından, .
“Bedeni normal çalışan kişinin durumu olan sağlık, tıbbin ana konusudur ve korunması genetıbbın belirlediği kurallara bağlıdır. Sağlık, dar anlamda ele alındığında, bir iç çevre “
Bedeni normal çalışan kişinin durumu olan sağlık,
Bedeni normal çalışan kişinin durumu olan sağlık, tıbbin ana konusudur ve korunması genetıbbın belirlediği
kurallara bağlıdır. Sağlık, dar anlamda ele alındığında,
bir iç çevre sisteminden, yani bedenin doğal dengelerine
önem vermekten söz etmek daha yerinde olur. Çinliler,
çok eski tarihlerde yin ve yang kuramıyla bunu çok
iyi anlamışlardır. Söz konusu kuramda, sağlığı kazanmak,
sağlığı bozmamaktan daha az önem taşır; bütün
giz, uyumdadır. Voltaire de, ten zevklerine düşkün bir
insan görünmesine karşın, `sağlıklı olmanın gizi, ölçülü
yemek ve beden hareketi yapmaktır` derken bunu anlatmak istemiştir.
ölçülü yemek. Günümüzde, az gelişmiş ülkelerde milyonlarca
insan kötü beslenirken, `gelişmiş` ülkelerin
insanları aşırı beslenmektedir: El emeğinin yerini büyük
ölçüde makine aldığından, günümüzün insanı ancak
`yetilerini ayakta ve uyanık tutacak` kadar bir yemeğe
gereksinme duyar; organizmasını `tıkamadan`, insanın
zihin etkinliğini en yüksek noktada tutan bu yemek, kalori
bakımından zayıf, protein, şeker ve yağ bakımından
çeşitli ve dengeli olmalıdır. Aşırı ölçüde küçük moleküllü
şekerler (çay şekerinin sakarozu ve çeşitli şekerlemeler),
tam bir çılgınlıktır; bu `boş` kaloriler, beden-,
de ensülin çevrimini hızlandırır, şişmanlama ve şeker
hastalığı eğilimini geliştirir, ayrıca diş çürüklerinin başlı
ca nedenlerinden birini oluştururlar.
Yağlar bakımından, bitkisel ve hayvansal yağ asitleri
arasında kurulacak denge, damar sertliğine karşı iyi bir
önlem niteliği taşır. Protein ve enzim zincirlerinin halkaları
olan aminoasitlerin bir bölümü, beden tarafından
üretilemez (lizin, metionin); bu nedenle yemeklerde
mutlaka yeterince bulunmaları gerekir. Proteinli besinler
ne kadar çeşitli olursa (et, balık, yumurta, süt, tahıl,
sebze), aminoasit yelpazesi de o kadar geniş ve zengin
olur.
Bir uzman, biraz alaycı bir biçimde, `günümüzde yiyeceklerdeki
iyi şeylerin ilaç yapmak için onlardan çı
karılıp alındığını` söylemiştir. Bu cüyıle, besinlerimizin
vitaminler`Ve oligoelementler bakımından yoksullaştı
rıldığını çok iyi belirtmektedir. Sofralarda bol bol çiğ
sebzeler, meyveler, tam tahıllar (tam ekmek) ve doğal
süt ürünleri (kalsiyum, potasyum ve fosfor bakımından
zengindirler) bulundurmak, bozulan dengeyi yeniden sağlayabilir. Hafif ateşte ve kendi suyu içinde pişmiş yiyecekler,
besleyici ana öğelerini en iyi durumda koruyabilirler.
Yalnız, sebzelerin ve meyvelerin, hastalık yapan
bakterilerin (tifo gibi) yok edilmesi için doğru biçimde
temizlenmeleri gerekir. Sebze ve meyvelerin böcek ve
mikrop öldürücü ilaçlarla (difenil) zehirlenmiş deri ya
da kabuk bölümleri, hiç bir zaman yenmemelidir. Et iyi
pişirilerek, asalakların (şerit, trişin) varlığı bütünüyle ortadan
kaldırılmalıdır. Ayrıca, tehlikeli botülizm bakterilerini
içerme olasılığı bulunan konserveler, kuşkulu kıyma
ve etler (salmonella içerirler) ya da belirsiz kökenli
deniz ürünleri (bulaşıcı sarılık tehlikesi) yenmemelidir.
Bazı yönleriyle beslenmeyle ilintisi bulunan bir baş
ka konu da, alkol, sigara tiryakiliği ve uyuşturucu sorunudur.
Alkol tüketiminin artması, bedende pek çok
hastalığa yol açmasının yanı sıra, bedeni kötü beslenme
yoluyla çeşitli hastalalıkların yerleşmesine de elverişli
duruma getirmektedir. Süreğen bronşite, amfizemlere,
solunum yolu kanserlerine yolaçan tütüne karşı birçok
Batı ülkesinde özellikle ABD`de amansız bir savaşa giri
şilmiştir. Uyuşturucu maddelerin (morfin, eroin, kokain,
LSD vb.) zararlarıysa, günümüzde herkesçe bilinmektedir.
Doğrudan etkileri dışında, çevre kirlenmesinin de
uzun vadede etkileri görülmekte, özellikle de gelecek
kuşaklar için gün geçtikçe daha tehlikeli bir sorun halini
almaktadır.
Temizlik.Zaman zaman unutulsa bile, bedenin sağlık
ve esenliğinin, su, temizlik ve bakım olmaksızın sağlanamayacağı
Eskiçağ`dan bu yana bilinmektedir. Derinin,
zararlı maddeleri çıkarabilmek ve solunum yapabilmek
için, temizlenmesi zorunludur. Ayrıca beden
temizliği, birçok asalak hastalıklarından (pire, bit, mantar,
uyuzböceği ve bunların yolaçtığı hastalıklar) da korur.
Bu arada, sanayi çağındaki yaşama biçiminin (elektrik
ışığı, büyük gürültülerin verdiği zarar) kötü etkisi al- •
tında kalan iki duyumuz, yani görme ve işitme organları
da, günümüzde yoğun tehdit altındadır. Hastalık etmenleri,
insan bedeninde asalak yaşayan, hayvanlar
(solucanlar, birhücreliler) olabileceği gibi, bitkiler (mantarlar, bakteriler) ya da virüsler de olabilir. Bu mikrop
ya da asalaklar, havayla (grip, verem), dokunmayla
(çiçek hastalığı döküntüleri, kızıl döküntüleri), ama
özellikle sıvılar yoluyla insana bulaşırlar; dünyada her
dört hasta yatağından birinde, kirli su yoluyla bulaşmış
bir hastalığa tutulanların yattığı sanılmaktadır.
Mide-barsak hastalıklarının çoğunun, doğal bulaşma
yolu kirli sudur: Tifo, kolera, basilli ya da amipli dizanteri,
spiroketoz, hattâ çocuk felci bu yolla bulaşır. Bir salgın
durumunda, bu bakımdan bütün önlemler alınmalı
dır (yiyecekleri uzun süre pişirmek, içme sularının mikroptan
arındırılması, vb.).
Çoğunlukla zorunlu olan aşı, bu bakımdan genellikle
yeterli olmaz. Kuduz köpekleri öldürmek, tifüsü taşıyan
bitleri yok etmek, veba basili bulaştığı için kendileri de
hastalanan pireleri ortadan kaldırmak gereklidir.Tehdit
altındaki halk topluluklarını daha iyi korumak için, bu
virüs barınaklarını yok etmek gerekir. Bununla birlikte,
böcek ve mantar öldürücü ilaçların geniş ölçüde kullanılması
da bir tehlike kaynağıdır; çünkü bunların kullanılması
da bir çevre kirlenmesi demektir. Öte yandan,
bu ilaçlar ancak bir süre için etkilidir. Söz konusu ilaç
larla hedef alınan türlerin, kısa sürede alışkanlık edindi
ği ya da genetik açıdan bu ilaçlara dayanıklı çeşitlere
dönüştüğü görülmektedir.
Beden eğitimi. Çocuk hekiminden yaşlılık hekimine kadar
herkes, beden eğitiminin ve sporun erdemlerini sayıp
dökmekte görüş birliğindedir. Bunlar iskelet (biçimlenme,
büyüme), eklemler (esneklik) ve kaslar (büyü
me, güç)açısından yararlıdır. Ayrıca, kalp ve akciğerlerin
iyi çalışmasını sağlar, dokuların bol oksijenlenmesini
ve zararlı artıkların dışarı atılmasını sağlayarak, yaşatkan
sistemin iyi çalışmasına yardımcı olurlar. Beden eğitimi, hareket ve duyu sinirleri arasında eşgüdümü geliştirmesinin
yanı sıra, ruhsal gerginliklerin fizik etkinlikle hafiflemesine
olanak sağlayarak, sinir dengesini kurmaya da
yarar.