huşağacı
.
“Huşağacıgiller ailesinden bitki cinsi (Bil. a. Betula). Orta Avrupa, Batı Avrupa ve Anadolu`dan, kutup bölgelerine kadar yaşayan 40 türü bulunan huşağacı cinsi üyelerinden huşağacı ya “
Huşağacıgiller ailesinden bitki cinsi (Bil. a. Betula).
Huşağacıgiller ailesinden bitki cinsi (Bil. a. Betula). Orta Avrupa, Batı Avrupa ve Anadolu`dan, kutup bölgelerine kadar yaşayan 40 türü bulunan huşağacı cinsi üyelerinden huşağacı ya da ak huşağacının (Betula alba) boyu 25 m`yi bulabilir. Odunu doğramacılıkta, sandık, fıçı yapımında kullanılır; özsuyundan şeker ve alkollü içecekler elde edilebilir. Kuzey Amerika`da yetişen kara huşağacı (Betula papyrifera) türünün odunu, kano, vb. yapımında kullanılır.
Avustralyasaksağanıgiller
.
“Karga büyüklüğünde, parlak siyah tüylü, sarı gözlü 10 tür içeren kuş ailesi (Cracticidae). Ötüşlerinin güzelliğiyle tanınan, kuyruklarında, kuyruk diplerinde ya da kanatlarında “
Karga büyüklüğünde, parlak siyah tüylü, sarı
Karga büyüklüğünde, parlak siyah tüylü, sarı gözlü 10 tür içeren kuş ailesi (Cracticidae). Ötüşlerinin güzelliğiyle tanınan, kuyruklarında, kuyruk diplerinde ya da kanatlarında beyaz lekeler bulunan Avustralyasaksağanıgiller ailesi üyeleri, Avustralya,Yeni Gine ve komşu adalarda yaşarlar. Boyları türlere göre 25,4-58,4 cm arasında değişir. Adları saksağanlarınkini andıran renk ve ötüşlerinden kaynaklanır. Yüksek ağaçlara küçük dal parçalarıyla yaptıkları yuvalara, dişiler 2-5 yumurta bırakırlar. Güçlü, çengel biçimi gagalarıyla öldürdükleri küçük hayvanlarla, başka kuşların yavrularıyla, meyvelerle ve tohumlarla beslenirler. Kışın yiyecek bulmak için ormandan çıkarak, parklara, bahçelere girerler.
domatesağacı
.
“Anayurdu Güney Amerika, özellikle Peru olan, boyu 6 m`yi bulabilen küçük ağaç türü (Solanum betaceum ya da Cyphomendra betacea). And dağlarında yaygın bi çimde yetiştirilen domatesağacının “
Anayurdu Güney Amerika, özellikle Peru olan, boyu
Anayurdu Güney Amerika, özellikle Peru olan, boyu 6 m`yi bulabilen küçük ağaç türü (Solanum betaceum ya da Cyphomendra betacea). And dağlarında yaygın bi çimde yetiştirilen domatesağacının yumurta biçiminde, kırmızımsı sarı ya da mor renkli, tadı ve kokusu domatesi andıran meyveleri, gerek taze, gerek pişmiş olarak yenir; ayrıca, konserve yapımında kullanılır.Günümüzde Güney Amerika ülkelerinin yanı sıra, Büyük Okyanus adalarının çoğunda, özellikle Yeni Zelanda`da yaygın biçimde yetiştirilmektedir.
gümüşağacı
.
“Gümüşağacıgiller ailesinden bitki cinsi (Bil. a. Protea). Büyük bölümü Güney Afrika Cumhuriyeti`nde yetişen 1 30 türü bulunan, gümüşağacı cinsi üyelerinin üst üste oturmuş çiçeklerden “
Gümüşağacıgiller ailesinden bitki cinsi (Bil.
Gümüşağacıgiller ailesinden bitki cinsi (Bil. a. Protea). Büyük bölümü Güney Afrika Cumhuriyeti`nde yetişen 1 30 türü bulunan, gümüşağacı cinsi üyelerinin üst üste oturmuş çiçeklerden oluşan çiçekbaşlarının uzunluğu, dev gümüşağacı (Protea cynaroides) gibi bazı türlerde 30 cm`yi bulabilir; çiçekbaşlarının balözüyle beslenen güneşkuşları tozlaşmayı sağlarlar. Aynı ailenin Avustralya`da yetişen Barıksiya cinsi üyelerindeyse, tozlaşma geceleri dolaşan küçük hayvanlar tarafından sağlanır.
Ferruh Başağa
.
“Türk ressamı (1914). Ortaöğrenimini Saraybosna`da tamamlayan Ferruh Başağa, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi`nde (1935) Nazmi Ziya, Zeki Kocamemi ve Leopold Levy`in öğrencisi oldu. Abidin “
Türk ressamı (1914). Ortaöğrenimini Saraybosna`da
Türk ressamı (1914). Ortaöğrenimini Saraybosna`da tamamlayan Ferruh Başağa, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi`nde (1935) Nazmi Ziya, Zeki Kocamemi ve Leopold Levy`in öğrencisi oldu. Abidin Dino, Agop Arat, Avni Arbaş, Fethi Karakaş, Fuat İzer ve arkadaşlarıyla `Yeniler Grubu`nun kurucuları arasında yer aldı (1941). Zamanla yapıtlarında gerçekçilikten uzaklaşarak soyuta yöneldi. Mozayik, fresk, vitray ve seramik alanındaki yapıtlarıyla Heybeliada Denizcilik Okulu, Harp Okulu, İstanbul Belediye Sarayı, İzmir Efes oteli,vb. yapıları süsledi. 1985`te Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar ödülünü aldı.
saga
İzlanda`da XII.-XIV. yy`larda yazıya geçirilmiş öykülere verilen genel ad. Başlangıçta sözlü geleneğe dayanan sağalar (Norveççe `segija`, `anlatmaksan), yüzyıllar sonra İzlanda`da, yazıya geçirilmişlerdir. İzlanda`nın sömürgeleştirildiği dönemlerdeki olayları ve aynı yıllara rastlayan Norveç tarihiyle ilgili önemli olguları, yalın bir dil ve üslupla anlatırlar. En eski sağalar arasında 40 parçadan oluşan İzlandalIların Sagaları, yirmi parçalık Kralların Sagaları, Sverrer`in Sağası (Norveç kralı Sverre`nin buyruğuyla yazıldı), Yüksek Yayladaki Cinayetler Sağası, Silah Arkadaş ları Sağası sayılabilir. Hallfrödr, Wi Kormakrve EğilSkallagrimsson sagalarında, şairlerin yaşamları, Reykdaela, Eyrbyggja ve Vatnsdaela`da sülalelerin tarihi anlatılır. Laxdaela Sagasf nda Kjartan ile Gudhrun arasındaki rekabetten .
“İzlanda`da XII.-XIV. yy`larda yazıya geçirilmiş öykülere verilen genel ad. Başlangıçta sözlü geleneğe dayanan sağalar (Norveççe `segija`, `anlatmaksan), yüzyıllar sonra İzlanda`da, “
İzlanda`da XII.-XIV. yy`larda yazıya geçirilmiş
İzlanda`da XII.-XIV. yy`larda yazıya geçirilmiş öykülere verilen genel ad. Başlangıçta sözlü geleneğe dayanan sağalar (Norveççe `segija`, `anlatmaksan), yüzyıllar sonra İzlanda`da, yazıya geçirilmişlerdir. İzlanda`nın sömürgeleştirildiği dönemlerdeki olayları ve aynı yıllara rastlayan Norveç tarihiyle ilgili önemli olguları, yalın bir dil ve üslupla anlatırlar. En eski sağalar arasında 40 parçadan oluşan İzlandalIların Sagaları, yirmi parçalık Kralların Sagaları, Sverrer`in Sağası (Norveç kralı Sverre`nin buyruğuyla yazıldı), Yüksek Yayladaki Cinayetler Sağası, Silah Arkadaş ları Sağası sayılabilir. Hallfrödr, Wi Kormakrve EğilSkallagrimsson sagalarında, şairlerin yaşamları, Reykdaela, Eyrbyggja ve Vatnsdaela`da sülalelerin tarihi anlatılır. Laxdaela Sagasf nda Kjartan ile Gudhrun arasındaki rekabetten söz edilir. Daha sonra yazılmış Cunnlaugr, Njalrve Crettir sagaları, neşeli sonla biten hayvan masallarıdır. Sağa, genellikle bir insanın ya da bir sülalenin serü venlerini anlatır. Yazar, olguları, sanki gözleriyle görmüş gibi aktarmıştır; dili yalın ve gerçekçidir. Üslubu da süslü olmadığı için, sagalarda zaman zaman bir tekdü zelik görülür. Yazarlar, olguları anlatırken beklenmedik bir yerde sonucu birden açıklayıverirler; çünkü onları, yalnızca kaçınılmaz yazgının gerçekleşmesi ve bunun anlatılması ilgilendirir. Görünüşte önemsiz olan öğeler, sözgelimi bir düş, bir meydan okuma, bir miras kavgası, giderek güçlenen dramatik bir üslupla anlatılan öç alma zincirinin kaynağında yeralır. Ancak, sagalarda başka temalar da işlenmiş, cömertlik, sonradan görme bir kimsenin bayağı davranışları, oğlunun zenginliklerini ele geçirmek isteyen önderleri alt eden yaşlı Ofeifr`in konuşmadaki ustalığı (Önderler Sağası), Grönland`ı sömürgeleştiren Kızıl Erik ile Amerika`ya ulaşan oğlu Leif`in serüvenleri (Kızıl Erik`in Sağası), İzlandalI ilk beş piskoposun yaşamı {PiskoposlarSa ğası), sagalara konu olmuşlardır. Bunların yanı sıra, biçimi ve havasıyla klasik sagaya benzeyen, ancak gerçek bir tarih yapıtı gibi tasarlanmış bir sağa daha vardır: Snorri Sturluson`un Heimskringla`sı. Bu yapıt, krallığın kurucusu Harald l`den başlayıp, 1164`te Bergen`de kutsanan ilk Norveç kralı Magnus V`e kadar Norveç krallarının yaşamını, ayrıca kral Sverre dönemindeki iç savaşlar ile 1177`deki Rean savaşını dile getiren bir sağalar bütününden oluşur.
Françoise Sagan
.
“Fransız kadın romancı (Carjac, Lot 1935). İlk romanı Günaydın Hüzün`le (Bonjour Tristesse, 1954) genç yaşta büyük ün kazanan Françoise Sağan (asıl adı Fran çoise Çuoirez`dir), “
Fransız kadın romancı (Carjac, Lot 1935). İlk romanı
Fransız kadın romancı (Carjac, Lot 1935). İlk romanı Günaydın Hüzün`le (Bonjour Tristesse, 1954) genç yaşta büyük ün kazanan Françoise Sağan (asıl adı Fran çoise Çuoirez`dir), aşk psikolojisini işleyen kısa romanlar, tiyatro oyunları, senaryolar, bale metinleri, öyküler yazdı. Öbür yapıtları: Acı Tebessüm (Un Certain Sourire, 1956) , Dans un Mois, Dans un An (Bir Ayda, Bir Yılda, 1957) , Brahms`ı Sever misinizi’ (Aimez vous Brahms?, 1959) , Le Château en Suede (oyun, İsveç`teki Şato, 1960) , Le Garde de Coeur (Gönül Bekçisi, 1968), Des Bleusâ Z/Ame (Ruhta Bereler, 1972), La Laisse(Tasma, 1989), vb.
sağangiller
.
“Sağanlar takımından, 66 türü bulunan kuş ailesi (Bil. a. Apodidae). Çok yüksek enlemlerdeki soğuk bölgeler dışında dünyanın her yanında yaşayan sağangiller ailesi üyeleri, kırlangıçtan “
Sağanlar takımından, 66 türü bulunan kuş ailesi
Sağanlar takımından, 66 türü bulunan kuş ailesi (Bil. a. Apodidae). Çok yüksek enlemlerdeki soğuk bölgeler dışında dünyanın her yanında yaşayan sağangiller ailesi üyeleri, kırlangıçtan biraz büyük, çoğunlukla siyah ya da siyah-beyaz renkli kuşlardır. Böceklerle beslenir, koloniler halinde yuvalanırlar. Ailenin örnek türü sağan (Apus apus), siyahımsı-kahverengimsi arasına yer yer beyaz serpili tüylü bir kuştur. Dişisi, yiyecek bolsa 2 gün arayla, yiyecek azsa 3 gün arayla 2 yumurta yumurtalar.
saksağan
.
“Kargagiller ailesinden kuş türü (Bil. a. Pica pica). Afrika dışında Eski Dünya`da ve Yeni Dünya`da yaşayan saksağan, siyah gagalı, mavimsi siyah-beyaz tüylü, geniş ve uzun kuyruklu bir “
Kargagiller ailesinden kuş türü (Bil. a. Pica pica).
Kargagiller ailesinden kuş türü (Bil. a. Pica pica). Afrika dışında Eski Dünya`da ve Yeni Dünya`da yaşayan saksağan, siyah gagalı, mavimsi siyah-beyaz tüylü, geniş ve uzun kuyruklu bir kuştur. Çalılarda ya da ağaçlarda dallardan kubbeli biryuvaörer. Parlak her şeyi çalarak, yuvasında biriktirir.
Ferruh Başağa
.
“Türk ressamı (1914). Ortaöğrenimini Saraybosna`da tamamlayan Ferruh Başağa, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi`nde (1935) Nazmi Ziya, Zeki Kocamemi ve Leopold Levy`in öğrencisi oldu. Abidin “
Türk ressamı (1914). Ortaöğrenimini Saraybosna`da
Türk ressamı (1914). Ortaöğrenimini Saraybosna`da tamamlayan Ferruh Başağa, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi`nde (1935) Nazmi Ziya, Zeki Kocamemi ve Leopold Levy`in öğrencisi oldu. Abidin Dino, Agop Arat, Avni Arbaş, Fethi Karakaş, Fuat İzer ve arkadaşlarıyla `Yeniler Grubu`nun kurucuları arasında yer aldı (1941). Zamanla yapıtlarında gerçekçilikten uzaklaşarak soyuta yöneldi. Mozayik, fresk, vitray ve seramik alanındaki yapıtlarıyla Heybeliada Denizcilik Okulu, Harp Okulu, İstanbul Belediye Sarayı, İzmir Efes oteli vb. yapıları süsledi. 1985`te Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar ödülünü aldı.