oksijen
Periyodik çizelgenin VA grubunda yeralan kimyasal
element. Simgesi O, atom sayısı 8, atom ağırlığı
15,9994 olan oksijen doğada en yaygın elementtir.
Yerkabuğu ağırlığının yaklaşık % 46`sını oluşturur. Suda
bileşik halde % 90`a yakın, insan bedeninde % 60`ın
üstünde, havada % 20 oranında oksijen bulunur. Bitkisel
ya da hayvansal organik maddelerin çoğunun bileşimine
girmesi nedeniyle, oksijen, kimyasal ve biyokimyasal
tepkimelerde büyük rol oynar.
FİZİKSEL VE KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
1775`te arı oksijeni elde eden Lavoisier, bu gazdan
yoksun kalan bir hayvanın boğularak hızla öldüğünü
göstermiştir. Oksijen, havanın bileşiminde bulunan
öbür gazlar eşliğinde olmaksızın arı halde solunduğunda,
bir tür sarhoşluğa yol açar; buna karşılık, alkolden
kaynaklanan gerçek sarhoşluk da, solunum yoluyla oksijen
verilerek .
“Periyodik çizelgenin VA grubunda yeralan kimyasal element. Simgesi O, atom sayısı 8, atom ağırlığı 15,9994 olan oksijen doğada en yaygın elementtir. Yerkabuğu ağırlığının yaklaşık “
Periyodik çizelgenin VA grubunda yeralan kimyasal
Periyodik çizelgenin VA grubunda yeralan kimyasal
element. Simgesi O, atom sayısı 8, atom ağırlığı
15,9994 olan oksijen doğada en yaygın elementtir.
Yerkabuğu ağırlığının yaklaşık % 46`sını oluşturur. Suda
bileşik halde % 90`a yakın, insan bedeninde % 60`ın
üstünde, havada % 20 oranında oksijen bulunur. Bitkisel
ya da hayvansal organik maddelerin çoğunun bileşimine
girmesi nedeniyle, oksijen, kimyasal ve biyokimyasal
tepkimelerde büyük rol oynar.
FİZİKSEL VE KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
1775`te arı oksijeni elde eden Lavoisier, bu gazdan
yoksun kalan bir hayvanın boğularak hızla öldüğünü
göstermiştir. Oksijen, havanın bileşiminde bulunan
öbür gazlar eşliğinde olmaksızın arı halde solunduğunda,
bir tür sarhoşluğa yol açar; buna karşılık, alkolden
kaynaklanan gerçek sarhoşluk da, solunum yoluyla oksijen
verilerek altedilebilir; çünkü bu gaz organizmada,
alkolün hızla dönüşüme uğramasını, yani alevsiz, ama
ısı çıkararak yanmasını sağlar. Alevli ya da da alevsiz bu
tür yanma olayları büyük önem taşır ve `yükseltgenme`
(ya da `oksitlenme`) diye adlandırılır.
Sanayide, oksijen elde etmek için kullanılan birçok
yöntem vardır. Sözgelimi, hava sıvılaştrıldıktan sonra
damıtılarak, oksijen ayrılabilir. `Oksilit` ya da `oksijen
taşı` adı altında satılan ve temelde sodyum bioksit içeren beyaz ya da mavimsi toz madde üstüne bir miktar
su dökülerek, kolayca oksijen elde edilebilir. Ama bu
işlem sırasında çok dikkatli olmak ve oksiliti saran alü
minyum ambalajın çok küçük bir parçasını bile işe karıştırmamak
gerekir; çünkü alüminyum, tepkime sırasında
oluşan baz çözeltisi içinde hidrojen açığa çıkarabilir
ve hidrojen, oksijenle patlayıcı bir karışım doğurur.
Ayrıca, söz konusu karışımın patlama tepkimesi de
oksijenin bir başka önemli özelliğini verir ve olay, yavaş
yanma biçimine dönüştürülebilir. Bir cam tüp içine, bir
hacim oksijen ve 2 hacim hidrojen konduktan sonra tü
pün ağzı aleve tutulursa, şiddetli bir patlama olur. Ama
oksijen hamlacıyla patlama önlenerek, hidrojen yakılabilir;
çürrkü iki gaz, hamlaç ucunda çıkışta karşılaşır.
Oksijenin çok tepkin bir madde olduğunu ve birçok
elementle kolayca tepkimeye girdiğini gösteren sayılamayacak
kadar çok deney yapılabilir. Alkol, benzen,
birçok organik bileşik, kükürt gibi mineraller, açık havada
bulunan oksijenle yanar. Aynı maddeler, arı oksijen
içinde daha şiddetle yükseltgenir. Bükülmez bir tel
ucuna asılmış bir pota içine biraz kükürt koyulup tutuş
turulur ve pota, oksijen dolu bir kaba daldırılırsa, çok
parlak, mavi renkte bir alevle yandığı görülür. Bu tepkime
sonucunda, `kükürt dioksit` adı verilen ve suda çok
hızlı çözünerek hidroklorik asit veren bir gaz oluşur.
Beyaz fosforla da benzer bir deney yapılabilir. Bunun
için, sıcak bir cam çubuğu fosfora dokundurmak
yeterlidir. Böylece, oksijen eşliğinde yanan fosfor, suda
hızla çözünerek fosforik asit oluşturan beyaz bir gaz
(fosfor dioksit) açığa çıkarır.
Kızıl hale gelinceye kadar ısıtılmış bir karbon çubuğu
oksijen içine daldırılırsa, göz kamaştırıcı bir alevle yanar.
Tepkime sonucunda ortaya çıkan karbon dioksit,
suda az çözünen bir gazdır ve çok zayıf bir asit çözeltisi
verir.
Bütün bu tepkimeler, Lavoisier`nin bu gaza, `asit do
ğurucu` anlamına gelen `oksijen` adını vermesine yol
açmıştır. Ama bu adlandırmanın tam anlamıyla doğru
olmadığı günümüzde anlaşılmıştır; çünkü her asitte oksijen
yoktur.
Metallerde oksijen içinde yakılabilir. Kızıl hale gelinceye
kadar ısıtılan demir talaşı, oksijen içine daldırıldı
ğında, kıvılcım saçarak şiddetle yanmasını sürdürür.
Tepkime sonucunda, magnetik bir demir oksitten oluşan kızıl dumanlar ortaya çıkar. Olay sırasında doğan
çok yüksek sıcaklık nedeniyle, demir talaşının bir bölü
mü eriyebilir ve su koyularak önlem alınmazsa, düşen
damlalar, cam tüpün kırılmasına yol açar.
Bununla birlikte, bütün oksijen tepkimeleri bu ölçü
de şiddetli değildir. Sözgelimi metaller, açık havada ve
normal sıcaklıkta yükseltgenirler. Alevsiz ve yavaş ortaya
çıkan bu olay sonucunda, metalin üstünde `pas` adı
verilen bir örtü oluşur. Ama ürün ne olursa olsun, söz
konusu tepkime her zaman bir yükseltgenme, `ağır
yanma` denilen bir olaydır. Bununla birlikte açık havada
oluşan bu yükseltgenme yakından incelenirse, çok
karmaşık bir tepkime olduğu, oksijen dışında, havada
bulunan su buharı, karbon dioksit ya da asit buharları gibi
maddelerin de katkıda bulunduğu anlaşılır.
Alkol gibi sıvıları, oksijen dolu bir şişede yakmak tehlikelidir;
çünkü ısınan sıvı buharlaşır ve hidrojen-oksijen
karışımı gibi patlayıcı bir karışım oluşturarak, şiddetli bir
patlamaya yol açar.