Hacı Murat
.
“Kuzey KafkasyalI kurtuluş savaşçısı (Avaristan 1813- Rusya 1852). Avar hanları sülalesinin yanında yetişen Hacı Murat, Hamrat Bey`in öldürülmesi olayına adı karışınca (1834) Rusların “
Kuzey KafkasyalI kurtuluş savaşçısı (Avaristan
Kuzey KafkasyalI kurtuluş savaşçısı (Avaristan 1813- Rusya 1852). Avar hanları sülalesinin yanında yetişen Hacı Murat, Hamrat Bey`in öldürülmesi olayına adı karışınca (1834) Rusların güvenini kazandı. Şeyh Şamil ile Ruslar arasında ilişki kurmakla görevlendirilip, Şeyh Şamil`i el altından desteklediğini Ruslar anlayınca, Şeyh Şamil`e sığındı. Şeyh Şamil`in Salta ve Ahtı savunmasında (1847) büyük yararlıklar gösterip, Temirhanşura kentine (1849), Doğu Gürcistan`a (1850) baskınlar düzenledi. Bu başarılarından ötürü halk arasında kazandığı ün Şeyh Şamil`i kuşkulandırınca Ruslara sığınıp (1851), yeniden Şeyh Şamil`in yanına kaçmaya çalışırken Rus askerleri tarafından öldürüldü. Serüvenleri Tolstoy`ın Hacı Murat(Hadji Murad) adlı yapıtına konu oldu.
Hafız Müşfik İsmail Efendi
Türk şairi (İstanbul 1806-Medine 1857`den sonra). Halepli bir esircinin oğlu olan Hafız Müşfik İsmail Efendi, kendi kendini yetiştirip, bir süre Sadaret Mektubi Kalemi`nde çalıştıysa da, Amedi Odası`na alınmadığı için memurluktan çekildi, Ceride-i Havadis`te muharrirlik yapıp, Halveti şeyhlerinden Kuşadalı İbrahim Efendi`nin halifesi şeyh Mehmet Tevfik Efendi`ye bağlandı. Daha sonra çıldırdı ya da garip davranışları yüzünden çıldırdığı sanıldı: İstanbul sokaklarında delicesine dolaştığı, sema yaptığı söylenir. Çıktığı bir Hindistan yolculuğundan (1857) sonra kendisinden haber alınamadı. Çağdaşları, Hafız İsmail Efendi`nin şiir ve düzyazıda usta olduğunu belirtmişlerdir. Gerçekten de, Arapça ve Farsça`yı iyi bildiğinden, şiir ve düzyazıda belli bir düzeye ulaşmıştır. Ama divan şiirine yeni .
“Türk şairi (İstanbul 1806-Medine 1857`den sonra). Halepli bir esircinin oğlu olan Hafız Müşfik İsmail Efendi, kendi kendini yetiştirip, bir süre Sadaret Mektubi Kalemi`nde çalıştıysa da, “
Türk şairi (İstanbul 1806-Medine 1857`den sonra).
Türk şairi (İstanbul 1806-Medine 1857`den sonra). Halepli bir esircinin oğlu olan Hafız Müşfik İsmail Efendi, kendi kendini yetiştirip, bir süre Sadaret Mektubi Kalemi`nde çalıştıysa da, Amedi Odası`na alınmadığı için memurluktan çekildi, Ceride-i Havadis`te muharrirlik yapıp, Halveti şeyhlerinden Kuşadalı İbrahim Efendi`nin halifesi şeyh Mehmet Tevfik Efendi`ye bağlandı. Daha sonra çıldırdı ya da garip davranışları yüzünden çıldırdığı sanıldı: İstanbul sokaklarında delicesine dolaştığı, sema yaptığı söylenir. Çıktığı bir Hindistan yolculuğundan (1857) sonra kendisinden haber alınamadı. Çağdaşları, Hafız İsmail Efendi`nin şiir ve düzyazıda usta olduğunu belirtmişlerdir. Gerçekten de, Arapça ve Farsça`yı iyi bildiğinden, şiir ve düzyazıda belli bir düzeye ulaşmıştır. Ama divan şiirine yeni bir şey getirdiği söylenemez. Müşfikname ya da Münşeat-ı Müşfikiye adını taşıyan yapıtı (1854`te yayınladı), çeşitli konulardaki tezkirelerini ve şiirlerini kapsar.
C.F. Samuel Hahnemann
.
“Alman hekimi (Meissen, Saksonya 1755-Paris 1843). Kınakınanın etkilerine ilişkin tutarsız savlara inanmayarak bu etkileri kendi üstünde denemek isteyen Christian Friedrich Samuel Hahnemann,her “
Alman hekimi (Meissen, Saksonya 1755-Paris 1843).
Alman hekimi (Meissen, Saksonya 1755-Paris 1843). Kınakınanın etkilerine ilişkin tutarsız savlara inanmayarak bu etkileri kendi üstünde denemek isteyen Christian Friedrich Samuel Hahnemann,her gün küçük dozlarda kınakına alarak, bu deneyleri sonucunda kınakınanın hastalarda ateşi düşürdüğünü, buna karşılık sağlam bedenlerde ateşe benzeyen durumlar yarattığını gözlemledi. "Homeopati"nin temel yasası olan benzerlik yasasını ve homeopati öğretisini ortaya attı. Eleştirilere aldırmayarak denemelerini sürdürdü. Başlıca yapıtları: Organon der Rationellen Heilkunst (İyi Etme Sanatının Aracı, 1810), Reine Arzneimittellehre {Arı Farmakoloji, 1811-1821).
Haleti Mustafa, Azmizade
.
““
Bk. a zm İz a d e HALETİ, MUSTAFA.
Hamdullah Müstevfi
.
“İranlı coğrafyacı ve tarihçi (1218-1350). Kazvinli şii bir ailenin çocuğu olan Hamdullah Müstevfi (el-Kazvinide denir) Reşidettin Fazlullah`ın Cami üt-Tevarih` den esinlenerek özellikle “
İranlı coğrafyacı ve tarihçi (1218-1350). Kazvinli
İranlı coğrafyacı ve tarihçi (1218-1350). Kazvinli şii bir ailenin çocuğu olan Hamdullah Müstevfi (el-Kazvinide denir) Reşidettin Fazlullah`ın Cami üt-Tevarih` den esinlenerek özellikle kapsadığı biyografiler açısından önemli bir yapıt olan Tarih-i Güzide`yi yazdı. Bu yapıttan başka, coğrafyaya ilişkin bir kitabı (Nüzhet ül-Kulûb) ve 75 000 beyitten oluşan bir İslâm ve Moğol tarihi vardır (Zafername, son bölümü Türk ve Moğol tarihine ayrılmıştır).
Hammurabi
.
“Babil ülkesinde Sami sülalesinin altıncı kralı (İ.Ö. 1793- İ.Ö. 1750). Komşularını (Larsa, Mari, Asur) egemenliğine almaya çalışan Hammurabi, Sümer ve Akkad ülkelerini ele geçirdi; “
Babil ülkesinde Sami sülalesinin altıncı kralı
Babil ülkesinde Sami sülalesinin altıncı kralı (İ.Ö. 1793- İ.Ö. 1750). Komşularını (Larsa, Mari, Asur) egemenliğine almaya çalışan Hammurabi, Sümer ve Akkad ülkelerini ele geçirdi; Asur ve Ninova`yı egemenliğine aldı. İran`dan Diyarbakır`a, Zagros`tan Batı çöllerine kadar uzanan bir imparatorluk kurdu. İçte memur ve görevli sayısını artırıp, resmî yazışma düzenini kurarak, iktidarını kutsallaştırdı ve mutlak bir monarşi yönetimi oluşturdu; yasaları bir sisteme bağladı. 282 maddeden oluşan ünlü yasaları (Hammurabi Kanunu) hazırlatıp, bir dikme taş üstüne kazdırdı (günümüzde, Paris`te Louvre müzesindedir).
Omurga
.
“İskelet çatısının temel ekseni olan omurga, art arda dizili, farklı boyda, silindirimsi kısa kemik ve kıkırdaklardan oluşur; "omur" adı verilen bu kemiklerin ya da kıkırdakların sayısı, “
İskelet çatısının temel ekseni olan omurga, art
İskelet çatısının temel ekseni olan omurga, art arda dizili, farklı boyda, silindirimsi kısa kemik ve kıkırdaklardan oluşur; "omur" adı verilen bu kemiklerin ya da kıkırdakların sayısı, aşağı yukarı bütün memelilerde aynıdır. Omurga, boyun omurlarıyla kafatasına bağlanır; kafa, birinci boyun omuru olan atlas kemiğine dayanır; o da ikinci boyun omuru olan eksen kemikle eklemlenir. Göğüs omurları kaburgalarla uzanır. Kuyruk omurlarının sayısı, kuyruğun önemiyle orantılı olarak, türlere göre değişir.
Memun
.
“Yedinci Abbasi halifesi (Yasıriye, Bağdat 786-Pozantı 833). Harunurreşit`in oğlu olan, ikinci veliaht olarak Horasan valiliğine atanan Memun (tam adı Ebu Cafer AbdullahBinjHarunurreşitMemun`dur), “
Yedinci Abbasi halifesi (Yasıriye, Bağdat 786-Pozantı
Yedinci Abbasi halifesi (Yasıriye, Bağdat 786-Pozantı 833). Harunurreşit`in oğlu olan, ikinci veliaht olarak Horasan valiliğine atanan Memun (tam adı Ebu Cafer AbdullahBinjHarunurreşitMemun`dur), babası ölünce ağabeyi el-Emin`i alt ederek, tahta çıktı (813). Karışıklıklar yüzünden altı yıl süreyle iBağdatl`a giremeyip, halkı yatıştırmak için Ali`nin soyundan Ali BinIMusa er-Rıza`yı veliaht ilan ettiyse de, bu kez sünnilerin tepkileriyle karşılaştı ve ancak 818`de Bağdatj`a yerleşebildi. Bağdat`ta |yaptırdığı "Bilgelik evi"ne her bölgeden gelen bilginleri toplayıp, eski Yunan klasiklerini Arapça`ya çeviren çevirmenler yerleştirdi. Ayrıca, imparatorlukta iki gözlemevi kurdurarak, meridyen yaylarından birini ölçtürdü. Din konusunda, mutezileyi destekledi.
el Memun
.
“Muvahhitler sülalesinin dokuzuncu hükümdarı (Malağa 1185-Vadi`l Abid 1232). Ağabeyinin ayaklanan Bey- yasi tarafından öldürülmesi üstüne tahta çıkan el-Me- mun (tam adı Ebulâlâ Bin Yakup “
Muvahhitler sülalesinin dokuzuncu hükümdarı (Malağa
Muvahhitler sülalesinin dokuzuncu hükümdarı (Malağa 1185-Vadi`l Abid 1232). Ağabeyinin ayaklanan Bey- yasi tarafından öldürülmesi üstüne tahta çıkan el-Me- mun (tam adı Ebulâlâ Bin Yakup el-Mansur el-Me- mun`dur),önce Beyyasi`yi ortadan kaldırdı;sonra Mur- cia`da halifeliğini ilan eden Muhammet ,Bin Yusuf`u yendi. Castilla kralından yardım alarak Mağrib`e gidip, Yahya el-Mutasım`ı yenerek Marakeş`e girdi. Septe`yi kuşatırken Mutasım`ın Marakeş`i yeniden ele geçirdiğini haber alıp, hemen dönerek Marakeş`e yürüdü; ama yolda öldü.
Yahya Bin İsmail el Memun
.
“İspanya`da Emevilerden sonra kurulan Zünnuniler sülalesi hükümdarı (öl. 1075). Babasının yerine Endülüs`te tahta çıkan (1043) YahyaİBinl İsmail eİ-Memun, komşu hükümdarlarla savaştı. “
İspanya`da Emevilerden sonra kurulan Zünnuniler sülalesi
İspanya`da Emevilerden sonra kurulan Zünnuniler sülalesi hükümdarı (öl. 1075). Babasının yerine Endülüs`te tahta çıkan (1043) YahyaİBinl İsmail eİ-Memun, komşu hükümdarlarla savaştı. Zaragoza hükümdarı Süleyman İBin Hud el-Mustain`e yenilince, Leon ve Castilla kralıyla anlaştı. Valencia, Carmona (1065) ve Kurtu- ba`yı (1068) ele geçirip, zehirlenerek öldürüldü