sehir Yazıları
sehir

Peru

Güney Amerika`da ülke. Güney Amerika`nın batı kıyısında 2 414 km boyunca uzanan Peru, kuzeyde Ekva- dor ve Kolombiya, doğuda Brezilya ve Bolivya, güneyde Şili, batıda Büyük Okyanusla sınırlıdır
YÜZEYŞEKİLLERİ VE DOĞAL KAYNAKLAR Güneybatıdan güneydoğuya doğru uzanan And dağları, Peru`yu üç bölgeye ayırır: Batıda kıyı düzlükleri, And dağları yaylası bölgesi ya da Sierra; And dağlarının doğusunda yeralan Amazon`un yukarı havzası ya da Montana. Kıyı düzlükleri. Ülkenin toplam yüzölçümünün yaklaşık % 10`unu oluşturan, And dağlarının batı yamaçlarının (yükseltileri 1 525 m`nin altındadır) da katıldığı kıyı düzlükleri dardır: Genişlikleri 16-160 km arasında değişir. Lima`da sıcaklık ortalaması 18 °C, yıllık yağış ortalaması 41 mm`dir; dolayısıyla bölge, dünyanın alçak enlemlerde yeralan .

“Güney Amerika`da ülke. Güney Amerika`nın batı kıyısında 2 414 km boyunca uzanan Peru, kuzeyde Ekva- dor ve Kolombiya, doğuda Brezilya ve Bolivya, güneyde Şili, batıda Büyük Okyanusla sınırlıdır “

Güney Amerika`da ülke. Güney Amerika`nın batı

Güney Amerika`da ülke. Güney Amerika`nın batı kıyısında 2 414 km boyunca uzanan Peru, kuzeyde Ekva- dor ve Kolombiya, doğuda Brezilya ve Bolivya, güneyde Şili, batıda Büyük Okyanusla sınırlıdır
YÜZEYŞEKİLLERİ VE DOĞAL KAYNAKLAR Güneybatıdan güneydoğuya doğru uzanan And dağları, Peru`yu üç bölgeye ayırır: Batıda kıyı düzlükleri, And dağları yaylası bölgesi ya da Sierra; And dağlarının doğusunda yeralan Amazon`un yukarı havzası ya da Montana. Kıyı düzlükleri. Ülkenin toplam yüzölçümünün yaklaşık % 10`unu oluşturan, And dağlarının batı yamaçlarının (yükseltileri 1 525 m`nin altındadır) da katıldığı kıyı düzlükleri dardır: Genişlikleri 16-160 km arasında değişir. Lima`da sıcaklık ortalaması 18 °C, yıllık yağış ortalaması 41 mm`dir; dolayısıyla bölge, dünyanın alçak enlemlerde yeralan en serin ve kurak çöllerinden biridir. Kış mevsiminde görülen yoğun sis (garua), `loma` adı verilen hafif bir bitki örtüsü oluşmasını sağlar. And dağlarından doğan çok sayıda akarsu, batıya doğru akarak 40 kadar vahayı sular. And dağları yaylası. And dağları yaylası, ülke yüzölçümünün % 27`sini kaplar ve Ekvador sınırından güneydoğuya doğru ülkeyi baştan sona aşar. Bu yüksek yaylada yükseltiler 3 050 m-4 575 m arasında değişir; yaylanın üstündeki dağlarda, yükseltiler 6 400 m`yi aşar ve ülkenin en yüksek doruğu olan Huascaran`da 6 768 m`yi bulur. Amazon`un kolları, yayla yüzeyinde boylamasına uzanan kenarları dik vadiler oluşturur. Güneydoğu kesiminde Titicara gölünün yeraldığı yaylada, iklim yüzeyşekillerine bağlı olarak değişir. Cuzco`da (3 364 m) yıllık sıcaklık ortalaması 16 °C, yıllık yağış ortalaması 813 mm dolayındadır. Yem olarak kullanılan otlar ve ılıman bölge ağaçları ile bitkileri bakımından zengin olan bölgede, alpaka ve lama yetiştirilir; yabani guana- ko laması ve vikunya da bulunur. Peru`nun yeraltı gelir kaynaklarının büyük bölümü de And dağları yaylasın- dadır. Montana. Doğu kesimde yer alan ve ülkenin % 56`sını kaplayan Montana bölgesi, And dağlarının doğu yamaçlarından ve Amazon ırmağı havzasının hafif dalgalı ormanlık ovasından oluşur. Yıllık yağış ortalamasının 2 540 mm`nin üstünde olduğu bölgede, yıllık sıcaklık ortalaması 25 °C`tır. Geniş tropikal ormanlarda, abanoz, maun gibi kerestesi değerli tropikal ağaçlar ve kauçuk ağaçları bulunur. Vahşi hayvanlar arasında puma ve jaguar sayılabilir.TOPLUM YAPISI Peru halkının çoğunluğu Kızılderili (%54) ve Avrupalı- Kızılderili karışımı melezdir (%32). Avrupalılar nüfusun % 12`sini oluşturur; geri kalanların çoğuysa siyah, Japon ve Çinlidir. Nüfusun çoğunluğu katoliktir. Halkın yaklaşık yarısı tarafından konuşulan özgün Kızılderili dili Qu- echua (Kueçua), 1975`te İspanyolca`nın yanı sıra ikinci resmî dil ilan edilmiştir. Ayrıca, toplam nüfusun yaklaşık % 15`i Aymara dili konuşmaktadır. Halkın % 45`i kıyı ovalarında, çoğunluğu Quechua dili konuşan Kızılderililerden oluşan % 40`ı And dağları yaylasında, gene çoğunluğu Kızılderili olan % 15`i de Montana bölgesinde yaşar. Ülkenin başkenti ve en büyük kenti Lima ile limanı Callao, kıyı ovalarındaki başlıca kentlerdir. And dağları yaylasındaki başlıca kentler Cuzco ve Areguipa, Montana`daki başlıca kentse, Amazon ırmağının kıyısında yeralan İquitos`tur. 7-16 yaş arasındaki çocuklar için eğitimin ücretsiz ve zorunlu olduğu ülkede, Lima`daki San Marcos Ulusal Üniversitesi (1551), Güney Amerika`nın en eski üniversitesidir. Devletin yönetimindeki öbür üniversiteler arasında Arequipa, Cuzco ve Trujillo üniversiteleri sayılabilir, Lima`da ayrıca, bir Katolik üniversitesi vardır. Salgın hastalıkların azaltılmasında, sağlık koşullarının düzeltilmesinde ve sağlık hizmetlerinin yaygılaştırılma- sında, yakın dönemde önemli gelişmeler gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, kırsal kesimden kentlere yoğun göç olayı, sosyal hizmetleri olumsuz yönde etkilemektedir. EKONOMİ Latin Amerika`nın en yoksul ülkelerinden biri olan Peru yıllardır ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır. 1980 yıllarında ekonomik gelişme, nüfus artışını çok zor karşılamış, 1989`da % 8 000`lik enflasyon oranı ve etkin nüfusun yarısını etkileyen işsizlik ve gizli işsizlikle, ülke yüzyılın en kötü ekonomik bunalımını yaşamıştır. Ekonomik bunalımın, solcu gerillaların yıkıcı eylemlerini beslemesiyse, bir kısır döngü halinde ekonomiyi daha zayıf düşürmüştür. Tarım, ormancılık ve balıkçılığın GSMH`nin yaklaşık % 15`ini sağladığı Peru`da, And dağları yaylasında mısır, buğday, arpa, patates ve koka (kokainin hammaddesi) yetiştirilir (yetiştirilmesinin yasak olmasına karşın, koka Peru`nun başlıca ticarete yönelik ürünüdür; koka bitkisinin yetiştirilmesini önlemek için Peru ve ABD`nin ortak çabaları, ekicilerin ve gerillaların direnişiyle engellenmektedir). Kıyıdaki düzlüklerde sulamayla yapılan pamuk, şekerkamışı ve kahve üretiminin büyük bölümü yurt dışına satılır. 1962-1972 arasında Peru dünyanın en çok balık tutulan ülkesi olmuş, o tarihte El Nino sıcak akıntısının belirmesi, soğuk suda yaşayan türlerin geçici olarak başka yerlere göçmesine yol açmış, daha sonra balıkçılık sanayisi canlanmışsa da, 1983-84`te El Nino`nun yeniden belirmesinden olumsuz etkilenmiştir. Dışsatım gelirlerinin yaklaşık %40`ı bakır, gümüş, kurşun, çinko ve demir dışsatımından elde edilir. Kıyıdaki Talara dolaylarında ve Amazon havzasındaki Pu- callpa`da petrol da çıkarılır. GSMH`nin % 23`ünü sağlayan sanayinin dışsatıma yönelik başlıca kolları arasında, çıkarılan metallerin arıtılması ve işlenmesi ile tarım ve balıkçılık ürünlerinin işlenmesi sayılabilir. Sanayinin geri kalan kesimiyse, genellikle iç tüketime yönelik çalışmaktadır: Dokuma, şeker, kâğıt, kimyasal ürünler fabrikaları; otomotiv sanayisi ve tersaneler. Büyük bölümü (% 60`a yakını) Lima bölgesinde toplanmış olan bu sanayilerin yanı sıra, Montana`da da orman ürünlerinin işlenmesine yönelik tesisler ve petrol rafinerileri kurulmuştur. DEVLET YAPISI 180 üyeli Millet Meclisi ile 60 üyeli senatodan oluşan Parlamento`nun yasama gücünü elinde tuttuğu Peru`da, 1968`de general Juan Velasco Alvarado`nun yönettiği bir askerî darbeyle, Fernando Bellaunde Terry`nin sivil yönetimi devrildi. 1933 Anayasası askıya alınıp, parlamento feshedildi. 1978`de sivil yönetime dönmek (1980) amacıyla yeni bir Anayasa hazırlayacak bir meclis oluşturuldu ve yapılan seçimlerde, Solcu Halk Eylemi partisinin önderi Belaunde Terry, büyük farkla yeniden cumhurbaşkanlığına seçildi. 1985 başkanlık seçimlerini merkez sol Halkçı Devrimci İttifak`ın önderi Alan` Garcia Perez`in kazanmasından sonra, 1990 seçimlerini siyasete yeni atılan Cambio 90 Hareketinin başkanı Alberto Fujimori kazanarak cumhurbaşkanlığını devraldı. 1992`de ordunun desteğiyle parlamentoyu feshedip, Anayasa`yı askıya alması, ABD`yle ilişkilerin gerginleşmesine yol açtı. Fujimo- ri`nin 1993`te hazırlattığı Anayasa, yapılan halkoylama sıyla yürürlüğe girdi. TARİH Sömürge dönemi. 1531 `de İspanyolların, İnka İmpara- torluğu`nun iç çekişmeler nedeniyle büyük ölçüde zayıflamış olduğu bir dönemde Peru`ya ulaşmalarından sonra, 1532`de Francisco Pizarro, İnka İmparatorluğumu yıkıp, 1535`te Lima`yı kurdurdu. 1544`te Peru genel valiliğinin başkenti olan Lima, Yeni Granada (1717) ve La Plata (1776) genel valilikleri kuruluncaya kadar, Güney Amerika`daki bütün İspanyol topraklarının bağlı olduğu merkez konumunu sürdürdü. Bağımsızlık. İspanya`nın Napolyon orduları tarafından işgali, Güney Amerika`nın büyük kesiminde bağımsızlık hareketlerinin gelişmesi sonucunu doğururken, Tu- pac Amuru`nun yönetimindeki önemli bir Kızılderili ayaklanmasının 1781-82`de bastırılmış olduğu Peru`da, İspanyol yönetimi sağlamlığını korudu. Bu nedenle bağımsızlık hareketini yabancılar yönetti: Arjantinli devrimci general Jose de San Martin, Temmuz 1821`de Lima`ya girerek Peru`nun bağımsızlığını ilan etti (28 Temmuz). San Martin`in 1822`de Peru`dan çekilmesinden sonraysa, İspanyol kuwetlerinden geride kalanları, Junin ve Ayacucho savaşlarında (her ikisi de 1824`te) KolombiyalI önder Simon Bolivar ile generali Antonio Jose de Sucre yenilgiye uğrattılar. 1845`e kadar generallerin darbelerinin birbirini izlediği, sık sık sınır anlaşmazlıklarıyla sarsılan ülke 1836`dan 1839`a kadar Andres Santa Cruz`un yönetimindeki Bolivya`ya bağlandı. 1842-45`teki iç savaş dönemi, Ramon Castilla`nın cumhurbaşkanlığına gelmesiyle sonuçlandı ve 1845-1851 ile 1855-1862 arasında cumhurbaşkanlığı yapan Castilla, önemli ekonomik ve siyasal reformlar gerçekleştirdi. Castilla`dan sonra bir iç karışıklık, yolsuzluk ve dış borçların artması döneminin başladığı ülkenin, 1866`da borçları nedeniyle Ispanya`nın giriştiği işgal hareketini Ekvador, Bolivya ve Şili`nin yardımıyla püskürtmesinden sonra, 1879 barış antlaşmasıyla Ispanya ilk kez, Peru`nun bağımsızlığını tanıdı. 1872`de iktidara gelen ülkenin ilk sivil cumhurbaşkanı Manuel Par- do`nun, Bolivya`yla Şili`ye karşı gizli bir savunma ittifakı yapması, ülkenin Pasifik Savaşı`na girmesine (1879-83) yol açtı. Peru`nun değerli nitrat yataklarını yitirmesiyle sonuçlanan bu savaş, ülkeyi iflas haline getirdi. XX. yüzyıl. XX. yy`ın ilk üçte birlik bölümüne, önce sivil cumhurbaşkanı olarak görev yapan (1908-12), sonra da 1919`da askerî bir darbeyle yeniden iktidara gelen Augusto Bernardino Leguia y Salcedo damgasını vurdu ve 1930`da devrilene kadar, ülkeyi katı bir diktatörlükle yönetti. 1924`te Victor Haya de la Torre`nin kurmuş olduğu APRA`nın (Amerikan Devrimci Halk Birliği), 20 yıl seçimlere sokulmamasından sonra, 1945`te bu partinin adayı Jose Luis Bustamante y Rivera cumhurbaşkanlığı na seçildiyse de, 1948`de askerî bir cunta tarafından devrildi. 1962 başkanlık seçimlerinde Victor Haya de la Tor- re, çok az bir farkla yeniden cumhurbaşkanlığına seçilmeyi başardıysa da, bir kez daha askerler tarafından devrildi ve 1963`te Fernando Belaunde Terry cumhurbaşkanlığına seçildi. Ama dünya pazarında maden ve pamuk fiyatlarının düşmesinin yol açtığı ciddi sorunlar, 1968`de Belaunde Terry`nin de askerî bir darbeyle devrilmesiyle sonuçlandı. Parlamento`yu fesheden cunta, daha önceözel mülkiyette olan büyük topraklarda, küçük çiftlikler kurulmasını getiren bir toprak dağıtımı programı hazırlayıp, aralarında petrolün da bulunduğu çok sayıda sanayi kolunu devletleştirdi. Ama bu programları finanse etmek için hükümetin harcamalarının büyük miktarda artması, 1975`te enflasyonun hızla tırmanmasına ve dış borçların önemli ölçüde yükselmesine yol açtı. 1975`te Ve- lasco Alvarado hükümetinden yönetimi alan general Francisco Morales Bermudez yönetimindeki yeni bir askerî cunta, ödemeler dengesi açığını kapatmayı ba- şardıysa da, çok yüksek işsizlik oranını düşürmeyi başaramadı ve Temmuz 1980`de iktidarı Belaunde Terry`nin sivil yönetimine devretti. Solcu gerillaların gün geçtikçe artan eylemlerini ve ekonomik sorunların büyümesini önlemeyi başaramayan Terry`nin yerine cumhurbaşkanlığına seçilen (1985), Garcia Perez, ekonomik çöküşü durdurmak için çeşitli önlemler aldı. Bunun yanı sıra Maocu Aydınlık Yol gerillalarına karşı savaşımı artırdı. Ekim 1990`da yapılan başkanlık seçimlerini kazanan Alberto Fujimori, 1992|Nisanı`nda;parla- mentoyu feshedip, beş ay sonra Aydınlık Yol önderi Abimael Guzman Reyhosa`nın yakalanıp tutuklanmasının ardından, yeni bir Anayasa hazırlatarak, bir hal- koylamasıyla onaylattı ve seçimlere gidileceğini açıkladı. Mayıs 1993`te Batılı kreditörlerden oluşan Paris Kulübü, borç ve faiz ödemelerini erteleyip, ekonominin belirli bir süre için de olsa ferahlamasını sağladı.