ulke Yazıları
ulke

Moğolistan

Orta Asya`nın doğu kesiminde ülke. Kuzeyde Rusya`dan 3 000 km`lik bir sınırla, güneyde Çin`den 4 760 km`lik bir sınırla, batıda da Kazakistan`dan 150 km`lik bir sınırla ayrılan Moğolistan, dünyanın en seyrek nüfuslu ülkelerinden biridir. 1924`te Moğolistan Halk Cumhuriyeti adıyla Sovyet Rusya`dan sonra, dünyanın ikinci komünist ülkesi olmuş, o tarihten sonra SSCB`ye sıkıca bağımlı yaşayıp, SSCB`nin dağılmasından sonra, gerçek anlamda bağımsız bir ülkeye dönüşmüştür.
YÜZEYŞEKİLLERİ, İKLİM VE DOĞAL KAYNAKLAR Moğolistan`ın batı kesiminde uzanan Altay dağlarının her zaman karlarla kaplı doruklarının yükseltileri 4 300 m`yi aşar. Ülkenin en yüksek noktası Monch Chajrchan dağının da yeraldığı Altay dağlarının doğusunda, 300`ü aşkın gölün bulunduğu çöküntü yeralır. Bu bölgenin doğusunda Hangayn-Hentiyn .

“Orta Asya`nın doğu kesiminde ülke. Kuzeyde Rusya`dan 3 000 km`lik bir sınırla, güneyde Çin`den 4 760 km`lik bir sınırla, batıda da Kazakistan`dan 150 km`lik bir sınırla ayrılan Moğolistan, “

Orta Asya`nın doğu kesiminde ülke. Kuzeyde Rusya`dan

Orta Asya`nın doğu kesiminde ülke. Kuzeyde Rusya`dan 3 000 km`lik bir sınırla, güneyde Çin`den 4 760 km`lik bir sınırla, batıda da Kazakistan`dan 150 km`lik bir sınırla ayrılan Moğolistan, dünyanın en seyrek nüfuslu ülkelerinden biridir. 1924`te Moğolistan Halk Cumhuriyeti adıyla Sovyet Rusya`dan sonra, dünyanın ikinci komünist ülkesi olmuş, o tarihten sonra SSCB`ye sıkıca bağımlı yaşayıp, SSCB`nin dağılmasından sonra, gerçek anlamda bağımsız bir ülkeye dönüşmüştür.
YÜZEYŞEKİLLERİ, İKLİM VE DOĞAL KAYNAKLAR Moğolistan`ın batı kesiminde uzanan Altay dağlarının her zaman karlarla kaplı doruklarının yükseltileri 4 300 m`yi aşar. Ülkenin en yüksek noktası Monch Chajrchan dağının da yeraldığı Altay dağlarının doğusunda, 300`ü aşkın gölün bulunduğu çöküntü yeralır. Bu bölgenin doğusunda Hangayn-Hentiyn dağları, Selenga ve Or- hon ırmakları tarafından sulanan, Moğol kültürünün geleneksel odak noktası olan verimli havzayı çevreler (Moğolistan`ın başkenti ve başlıca ticaret merkezi olan Ulan-Batur,bu havzanıngüneydoğu köşesinde yeralır). Daha doğuda Moğolistan yaylası ülkenin güneydoğu ve güney kesimlerindeyse Gobi çölünün kuzey parçası yayılır. Sık sık depremlerle sarsılan ülkede, dağlar, Kuzey Buzdenizi`ne dökülen akarsular ile Büyük Okya- nus`a akan akarsular arasında sınırı çizen Orta Asya su bölümü çizgisinin bir parçasını oluştururlar. Kara iklimi etkisindeki Moğolistan`da kışlar uzun ve soğuk (ekimden nisana kadar), yazlar kısa ve yağışlı ge^ çer; sıcaklık ortalamalarında büyük farklılıklar gözlenir: Ulan-Batur`dal ocak ayı sıcaklıkları ortalaması -26 °C, temmuz ayı sıcaklık ortlaması 16 °C. Yağışlar da büyük değişiklikler gösterir ve apansız sağanaklar sık sık su baskınlarına yol açar. Yıllık yağış-ortalaması dağlarda 460 mm`den, Gobi çölünde 100 mm`ye kadar düşer. Yılın ortalama 240 günü hava açık ve güneşlidir. Bozkır tipi bitki örtüsüyle kaplı ülkede, hayvancılık önemli bir gelir kaynağıdır (toplam 25 milyon baş koyun, sığır, at, deve ve keçi). Yeraltı gelir kaynaklarının başlıcaları arasında Erdene`de çıkarılan bakır ve molibden ile az miktarda kömür sayılabilir. Petrol yatakları olduğu bilinmekle birlikte, henüz hiçbirisi işletilmemek- tedir. Fosfat yataklarının geniş boyutlarda işletilmesi planlanmış, ama çevre konusundaki kaygılardan ötürü ertelenmiştir. TOPLUM YAPISI Nüfus bakımından son derece türdeş bir yapısı olan Moğolistan`da, Moğollar toplam nüfusun % 90`ını oluşturur, kendi içlerinde ıHalhalar1 (% 75), Oyratlar (Batı Moğolları, % 15), Buryatjâr, vb. topluluklara ayrılırlar. Özellikle batı kesimde yaşayan Türk asıllı Kazaklar (% 5) en büyük azınlık topluluğunu oluşturur (Kazakistan`ın 1991 `de bağımsızlığını` ilan etmesinden sonra, pek çok Kazak Kazakistan`a göçmüştür). Moğol dili 1940 yıllarından bu yana Kiril abecesiyle yazılmaktadır. Ülkedeki ulusçular Arap harflerine benzeyen, ama yukarıdan aşağı doğru yazılan geleneksel abecenin yeniden kullanılması için yoğun bir kampanya yürütmektedirler. 1924`e kadar halkın büyük bölümü Tibet buddhacı- lığına bağlıyken, o tarihten sonra komünist yönetim din karşıtı bir kampanya başlatmış, bu kampanya 1937-39 yıllarında kanlı bir biçim alarak, buddhacılara şiddetli baskılar uygulamıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki yıllarda dinsel uygulamalara sınırlı, biçimsel ve büyük ölçüde yüzeysel biçimde izin verilmiş, 1990 yıllarında yeniden canlanan buddhacılık, Moğol ulusçuluğunun önemli bir öğesini oluşturmuştur. Buddhacılığı Moğol devletinin resmî dini olarak kabul eden bir Anayasa taslağının, 1991 `de küçük bir oy farkıyla geri çevrilmesine karşın, günümüzde aşırı dincilerin sayısı önemli ölçüde artmıştır. Kentli nüfusun yarıya yakınının Ulan Batur`da toplandığı ülkede, son yirmi-otuz yıldır hızlı bir nüfus artışı yaşanmıştır ve günümüzde Moğol nüfusunun yarısından çoğu 15 yaşın altındadır. Gerek sağlık hizmetleri, gerek öbür sosyal hizmetler, komünist rejiminin yıkılmasından sonra büyük ölçüde çökmüş ve henüz yeni bir yapı oluşturulamamıştır. Eğitim de, gerek içerik, gerek uygulama açısından, bir dönüşüm sürecindedir. EKONOMİ 1930 yıllarından başlanarak Moğolistan`da, hayvanların kolektifleştirildiği, tahıl tarımının büyük devlet çiftliklerinde toplandığı komünist ekonomi modeli uygulanmıştır. Günümüzdeyse Moğolistan hızla, ekonomiyi özelleştirmeye ve pazar ekonomisine geçişe yönelmiştir. Komünist dönemden önce toprakların büyük bölümünün soyluların ve din adamlarının mülkiyetinde olan ülkede, komünist yönetimle birlikte topraklar devlete geçmiştir ve halka devredilmesi süreci, henüz başlangıç aşamasındadır. Moğolistan`da karayolu ve demiryolu taşımacılığı,ülkenin eski SSCB`ye bağımlılığı doğrultusunda gelişmiş, ülke, komünist yönetim boyunca dışsatım ve dışalımını eski SSCB ve Doğu Avrupa ülkeleriyle yapmıştır. Günümüzde bu eğilime son verilmiş, ama SSCB`nin çökmesiyle birlikte, Aralık 1991 `de Rusların petrol göndermeyi kesmeleri, eski Sovyet yardımlarının kesilmesi ve Rusya`nın Moğolistan`ın kendisine büyük miktarlarda borçlu olduğunu ileri sürmesi, ekonomiyi büyük bir çöküşün eşiğine getirmiş, Uluslararası Para Fonu`nun (İMF) Moğolistan`ın serbest pazar ekonomisine geçişini sağlamak için yaptığı önerilerin uygulanmasını büyük ölçüde güçleştirmiştir. Ayrıca, 1991 sonlarında olağanüstü şiddette kar fırtınalarının büyük hayvan kayıplarına yol açması da, ülkenin çok sayıdaki sorunlarına yeni sorunlar eklemiştir. Bununla birlikte Çin, Japonya ve Kore`yle ticaret gelişmekte, petrol yatakları konusundaki araştırmalardan olumlu sonuçlar alınmaktadır. Moğolistan`ın ABD ve Batı Avrupa ülkelerinden acil besin yardımı ve tıbbi yardım alması ile yabancı yatırımlarının az miktarda da olsa başlamış olması, ekonomik bunalımı bir ölçüde hafifletmektedir. DEVLET YAPISI Moğolistan çokpartili sistemin yerleşmekte olduğu bir cumhuriyettir. Eskiden iktidar tekelini elinde tutan Moğolistan Devrimci Halk Partisi (Komünist Partisi) günümüzde de iktidarda olmakla birlikte, komünizmden vazgeçmiştir ve tek yol gösterici işlevini yitirmiştir. 1992`de yürürlüğe giren yeni Anayasa`yla ülkenin Moğolistan Halk Cumhuriyeti olan adı, Moğolistan Cumhuriyetine çevrilmiş ve pazar ekonomisine geçilmiştir. Cumhurbaşkanı ve yasama organı Büyük Halk Hura- lı`nın üyeleri, 5 yıl için tek dereceli seçim sistemiyle seçilirler. Başbakan hükümetin başıdır. TARİH Moğolların XIII. yy`da Cengiz Han döneminde birleşe- rek güçlerinin doruğuna erişmelerinin ardından, Moğol İmparatorluğu gün geçtikçe zayıfladı ve 1691`de Mo- ğollar, Çin`deki Çing sülalesinin yönetimine girdiler. O tarihten 1911`e kadar Dış Moğolistan adıyla Çin`in bir eyaleti olan günümüzdeki Moğolistan toprakları, 1911`de bağımsızlığa kavuştuysa da, 1919`da yeniden Çinliler tarafından işgal edildi ve yönetime el koyan baron (Ungern-Stemberg Moğollara büyük bir kıyım uyguladı. Temmuz 1921`de Sube-Batur ve Horloin Çoy- balsan`ın yönetimi altında birleşen Moğol devrimcileri, Sovyetlerin de yardımıyla, Ungern-Sternberg`i uzaklaştırmayı başardılar. Çin`deki gerileme, 1911-12`den başlayarak Rusların Moğolistan`da etkilerini artırmalarını kolaylaştırdı ve 1921`de komünistlerin yönetimi ele geçirmelerinden, 1924`te de Moğolistan Halk Cumhu- riyeti`ni kurulmasından sonra, ülke bütünüyle Sovyetlerin denetimine girdi. Uzun süre Moğolistan Devrimci Halk Partisi genel sekreterliği ve devlet başkanlığı yapan Yumzhagiyen (Yumcagiyen) Tsedenbal`ın 1984`te istifa etmesinden sonra Sovyet birliklerinin ülkeden çekilmesi ve 1989 sonunda SSCB ile öbür Doğu Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilmeye başlayan değişikler, Ulan-,Batur`da özellikle Aralık 1989 ile Mart 1990 arasında protesto gösterilerinin yaygınlaşmasını kolaylaştırdı. Geniş boyutlu siyasal ve ekonomik değişiklikler yapılması çağrıları, Tsedenbal`in yerine geçmiş olan Dzhambiyn Bat- munkh`u istifa etmek zorunda bıraktı. Yeni ve çok daha demokratik bir rejimin yürürlüğe girdiği ülkede, 1991 sonunda yapılan çokpartili milletvekili seçimlerinde, reformcu komünistler yeniden iktidara geldilerse de, komünizmden vazgeçildiğini açıklayarak, ülkeyi Temmuz 1921`den 1990`a kadar yönetmiş olan rejime son verdiler. 1987`de ABD`yle diplomatik ilişki kurmuş olan Moğolistan, 1991`de de ABD`ye bir büyükelçi gönderdi. Haziran 1992`de, yürürlüğe giren yeni Ana- yasa`ya göre yapılan seçimlerde, iktidardaki Moğolistan Devrimci Halk Partisi yeniden oyların büyük bölümünü alarak iktidarını sürdürdü. Haziran 1993`te de cumhurbaşkanlığına Ponsalmaogiyn Ochirbat (ülkede tek dereceli seçim sistemiyle işbaşına getirilen ilk cumhurbaşkanıdır) seçildi.

Mogolistan konusu nedir nerededir sorusuna cevap oldu mu ?
-