Lozan Barış Antlaşması
Kurtuluş Savaşı`ndan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi
hükümeti ile İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan
arasında 24 Temmuz 1923`te İsviçre`de Lozan (Lausanne)
kentinde imzalanan antlaşmaya verilen ad. Mudanya
Mütarekesi`nden (11 Ekim 1922) sonra İtilaf
Devietieri`nin barış görüşmelerine hem TBMM hükü
metini, hem de Ösmanlı hükümetini çağırmalarına,
TBMM hükümetinin ulusu yalnızca kendisinin temsil
edebileceğini bildirerek karşı çıkmasını İngiltere, Fransa,
İtalya ve Yunanistan`ın kabul etmek zorunda kalmaları
üstüne Ankara`da oluşturulan ve başkanlığına İsmet
Paşa`nın (İnönü) getirildiği heyet, 4 Kasım 1922`de yola
çıktı. 21 Kasım`da yapılan ilk toplantıda, İsmet Paşa`nın
konferansa bir ricacı olarak gelmediğini, Türkiye`nin
Yunan saldırısında uğradığı haksızlıkların düzeltilmesini
isteyen .
“Kurtuluş Savaşı`ndan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi
hükümeti ile İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan
arasında 24 Temmuz 1923`te İsviçre`de Lozan (Lausanne)
kentinde imzalanan antlaşmaya “
Kurtuluş Savaşı`ndan sonra Türkiye Büyük Millet
Kurtuluş Savaşı`ndan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi
hükümeti ile İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan
arasında 24 Temmuz 1923`te İsviçre`de Lozan (Lausanne)
kentinde imzalanan antlaşmaya verilen ad. Mudanya
Mütarekesi`nden (11 Ekim 1922) sonra İtilaf
Devietieri`nin barış görüşmelerine hem TBMM hükü
metini, hem de Ösmanlı hükümetini çağırmalarına,
TBMM hükümetinin ulusu yalnızca kendisinin temsil
edebileceğini bildirerek karşı çıkmasını İngiltere, Fransa,
İtalya ve Yunanistan`ın kabul etmek zorunda kalmaları
üstüne Ankara`da oluşturulan ve başkanlığına İsmet
Paşa`nın (İnönü) getirildiği heyet, 4 Kasım 1922`de yola
çıktı. 21 Kasım`da yapılan ilk toplantıda, İsmet Paşa`nın
konferansa bir ricacı olarak gelmediğini, Türkiye`nin
Yunan saldırısında uğradığı haksızlıkların düzeltilmesini
isteyen bir hak sahibi olduğunu açıklamasından sonra,
asıl görüşmeler ertesi gün, çekişmeli bir hava içinde
başladı. İngiliz Dışişleri bakanı Lord Curzon, İtalya baş
bakanı Mussolini, Fransa IbaşbakamİPoincare ve İsmet
Paşa`nın yer aldıkları bu oturumda, İsmet Paşa`nın konferansın
başkanlık divanına ve komisyon başkanlıkları
na Türk temsilcilerin getirilmeleri önerisi reddedildi;
buna karşılık, Boğazlar sorunu görüşülürken Karadeniz`de
kıyıları olan öbür devletlerin de temsilcilerinin
çağrılması önerisi benimsendi.
Kurulan üç komisyonun ve alt komisyonların büyük
bir ağırlıkla yürüttükleri çalışmalar, beş temel sorun
(Boğazlar sorunu, azınlıklar sorunu, kapitülasyonlar sorunu, Osmanlı borçları sorunu, Musul sorunu) çevresinde
yoğunlaşmakta ve taraflar arasında birçok görüş
ayrılığı bulunmaktaydı. Batılı temsilcilerin aralarında
oluşturarak 31 Ocak 1922`de Türk heyetine verdikleri
son tasarı metnini İsmet Paşa`nın kabul etmemesi, toplantının
ertelenmesine ve Türk heyetinin Ankara`ya
dönmesine (7 Şubat 1923) yol açtı. Bu arada İtalya`nın
bazı konularda çözümler önermesi, Türkiye`nin de Batıkların
tasarısına bir yanıt hazırlayarak bunu ilgili devletlere
vermesi, Lozan görüşmelerinin yeniden başlamasını
sağladı. 21 Nisan 1923`te gene İsmet Paşa`nın
başkanlığında Lozan`a varan Türk heyeti, 23 Nisan`da
görüşmelere başladı. Çeşitli tartışmalardan sonra, anlaşmazlık
noktalarının çoğunda uyum sağlayan tarafların
hazırladıkları tasarı Ankara`ya bildirildiğinde, Türk
hükümeti sorumluluk almaktan kaçınınca, Mustafa Kemal
bütün sorumluluğu üstlenerek İsmet Paşa`ya antlaşmayı
imzalama yetkisi verdi ve 24 Temmuz 1923 gü
nü, bütün devletlerin temsilcileri, antlaşmayı imzaladı
lar.
Musul sorununun çözülemeyerek, konunun karara
bağlanmasının Milletler Cemiyeti`ne bırakılması dışında,
antlaşmanın ana maddelerine göre, Türk-Yunan sı
nırı Meriç ve Arda ırmakları temel alınarak çiziliyor,
Gökçeada (İmroz), Bozcaada ve Tavşan adaları dışındaki
Ege adaları Yunanistan`a bırakılıyor, İstanbul`daki
Rumlarile Batı Trakya`daki Türkler dışındaki azınlıkların
Türkiye ve Yunanistan arasında değiştirilmesi kararlaştı
rılıyor, Yunanistan`ın Karaağaç`ı savaş tazminatı olarak
Türkiye`ye bırakması öngörülüyor, Türkiye`nin Suriye`yle
sınırları Ankara Anlaşması`na uygun biçimde belirleniyor,
Irak sınırlarınınsa Musul sorununa bağlı olarak
sonradan çözümlenmesi kararlaştırılıyordu. Ayrıca,
Boğazlar`daki Türk egemenliği kesin biçimde kabul
edilerek, antlaşmanın onaylanmasından sonraki altı
hafta içinde yabancı kuwetlerin Boğazlar bölgesinden
çıkmaları öngörülüyor, kapitülasyonlar kaldırılıyor ve
Osmanlı borçlarının ödenme çerçevesi belirleniyor,
Türkiye`nin Bulgaristan`la sınırı, Neuilly ve Sevr antlaş
malarındaki biçimiyle kabul ediliyordu.