sehir Yazıları
sehir

Konya (kent)

Konya ilinin merkezi. Konya kenti, Konya ovasının batı kenarındaki dağların son yamaçlarına yakın bir noktada, yaklaşık 1 000 m yükseltide (demiryolu istasyonunun yükseltisi 1 027 m) kurulmuştur.
TARİH Eski kaynaklarda adı `kutsal tasvir` anlamında `ikon` sözcüğünden gelen İkorıion ya da İconium olarak ge­ çen (günümüzdeki adı, bu addan türemiştir) Konya ve çevresi, Eskiçağ`da önce Hititlerin, sonra Friglerin eline geçti (kentin ortasındaki Alaettin tepesinde yapılan kazılarda, Frigler döneminden kalma önemli seramik par­ çaları bulunmuştur). Daha sonra Anadolu`nun büyük bir kesimine egemen olan Lidyalıların, ardından da Perslerin eline geçen Konya, sonraki dönemlerde İskender ve mirasçılarının Bergama Krallığı`nın elinde kaldı. Bergama kralı Attalos lll`ün topraklarını Roma İm-` paratorluğu`na bırakması .

“Konya ilinin merkezi. Konya kenti, Konya ovasının batı kenarındaki dağların son yamaçlarına yakın bir noktada, yaklaşık 1 000 m yükseltide (demiryolu istasyonunun yükseltisi 1 027 m) kurulmuştur. “

Konya ilinin merkezi. Konya kenti, Konya ovasının

Konya ilinin merkezi. Konya kenti, Konya ovasının batı kenarındaki dağların son yamaçlarına yakın bir noktada, yaklaşık 1 000 m yükseltide (demiryolu istasyonunun yükseltisi 1 027 m) kurulmuştur.
TARİH Eski kaynaklarda adı `kutsal tasvir` anlamında `ikon` sözcüğünden gelen İkorıion ya da İconium olarak ge­ çen (günümüzdeki adı, bu addan türemiştir) Konya ve çevresi, Eskiçağ`da önce Hititlerin, sonra Friglerin eline geçti (kentin ortasındaki Alaettin tepesinde yapılan kazılarda, Frigler döneminden kalma önemli seramik par­ çaları bulunmuştur). Daha sonra Anadolu`nun büyük bir kesimine egemen olan Lidyalıların, ardından da Perslerin eline geçen Konya, sonraki dönemlerde İskender ve mirasçılarının Bergama Krallığı`nın elinde kaldı. Bergama kralı Attalos lll`ün topraklarını Roma İm-` paratorluğu`na bırakması sonucunda Romalılara geçip, Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca (395) Doğu Roma`nın (Bizans) payına düştü. VII. yy`da müslüman Arapların akınlar düzenledikleri kent, kısa bir süre için Muaviye`nin birlikleri tarafından alınıp, Kuniye dye adlandırıldı. Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde X. yy`a kadar süren Arap akınlarını, XI. yy`ın ikinci yarısında Türkmen akınları izledi ve Malazgirt zaferinden (1071) kısa süre sonra Konya, Kutalmışoğlu Süleyman Bey tarafından fethedildi. Anadolu Selçuklu devleti kurulunca başkent yapılan, İznik`in alınmasıyla İznik`in başkent yapılmasının ardından, İznik`in Haçlıların eline geçmesi üstüne 1097`de yeniden Selçuklu devletinin baş­ kenti olan kent, 1190`da Haçlıların eline geçtiyse de, kı­ sa süre sonra geri alındı. Selçuklular yönetiminde, özellikle Alaettin Keykubat I döneminde, büyük ölçüde gelişip, önemli yapıtlarla süslendi. Kösedağ Savaşı`ndan (1243) sonra Moğolların, daha sonra da Karamanoğullarının eline geçip, Karamanoğulları Beyliği`nin merkezi Larende (Karaman) olduğu için, yönetim merkezi olarak önemini yitirdi. Bununla birlikte kültür ve sanat merkezi işlevini sürdürdü. İlk olarak Murat I tarafından 1387`de kuşatılan, 1394`te Bayezit I tarafından fethedilen Konya, daha sonra Karamanoğulları ile Osmanlılar arasında birkaç kez el değiştirip, Fatih Sultan Mehmet döneminde kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı (1465). Osmanlı yö­ netim örgütü içinde Karaman eyaletinin merkezi olup, hızla önemli bir ticaret merkezine dönüştü: İyi hazırlanmış derileri (sahtiyan) dış ülkelere bile satılıyordu. XVII. yy`da, İran seferlerine çıkan padişahlar tarafından konaklama yeri olarak kullanılıp, XIX. yy`ın ilk yarısında Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa`nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki birlikler tarafından alındı (1832); ama ertesi yıl imzalanan Kütahya Antlaşması (1833) uyarınca boşaltıldı. Tanzimat`tan sonra eyalet sistemi kaldırılınca çok geniş alanlı Konya vilayetinin merkezi olan kent, 1896`da demiryolu hattının döşenmesiyle ticaret ve ulaşım bakımından yeni üstünlükler sağladı ve daha da gelişerek, XIX. yy`ın sonlarında nüfusu 45 000- 50 000`e yaklaştı. GÜNÜMÜZDE KONYA Günümüzde İç Anadolu Bölgesi`nin Ankara`dan sonra ikinci, Türkiye`nin yedinci büyük kenti olan Konya, cumhuriyet döneminde hızla gelişen kentlerimizdendir. Cumhuriyet döneminin ilk sayımında (1927)47 286 olan nüfusu, 1950`ye kadar yavaş artmış, o tarihten sonra hızlanarak, 1960`ta 100 000`i, 1970`te 200 000`i, 1980`de 300 000`i, 1990`da 500 000`i geçmiştir (513 346). v Kentin en eski çekirdeği, Alaettin tepesini daire biçiminde kuşatan kesimde yeralır (çok sayıda turist çekmesini sağlayan tarihsel anıtlar da bu kesimdedir). Ana caddesi, Alaettin tepesi ile Mevlana müzesi arasında uzanan Alaettin bulvarıdır. Önemli yönetim binaları, iş yerleri, bankalar, oteller bu cadde üstündedir. Küçük ve geleneksel ticaret yerleriyse, bu caddenin doğu yarı­ sına açılan sokaklarda toplanmıştır. Kentin yeni kesimleri, kuzeyde ve güneyde geniş bir alana yayılır. Eski kesimlerden geniş caddeleri ve modern binalarıyla ilk bakışta ayrılan en yeni kesimlerse, batıdaki istasyona doğ­ ru gelişmektedir. Çok eski bir kültür merkezi olan Konya`nın bu özelliği, Selçuk Üniversitesi`nin kurulmasıyla, yeniden canlanmıştır.