Kayserili Ahmet Paşa
.
“Osmanlı denizcisi (Kayseri 1806-İstanbul 1878). Donanmaya girip, hızla yükselerek, Kırım savaşında Karadeniz filosuna komuta etti ve Sivastopol`ün alınmasında büyük payı olduğundan vezirliğe “
Osmanlı denizcisi (Kayseri 1806-İstanbul 1878). Donanmaya
Osmanlı denizcisi (Kayseri 1806-İstanbul 1878). Donanmaya girip, hızla yükselerek, Kırım savaşında Karadeniz filosuna komuta etti ve Sivastopol`ün alınmasında büyük payı olduğundan vezirliğe yükseltildi. Çeşitli valiliklerden sonra Bahriye nazırlığına getirilip (1873), ikinci kez aynı görevi yürüttüğü sırada Abdülaziz`in tahttan indirilmesini destekledi. Abdülhamit II tarafından görevden alınıp, İstanbul`dan uzaklaştırıcıysa da, hastalanınca İstanbul`da oturmasına izin verildi.
Kayseri (kent)
Kayseri ilinin merkezi. Kayseri kenti, İç Anadolu Bölgesinin en yüksek dağı olan Erciyes dağının kuzey eteğindeki ovanın kenarında, 1 050 m yükseltide kurulmuş tur. TARİH Kayseri ve çevresinin, tarihin çok eski dönemlerinden başlanarak yerleşilmiş bir yöre olduğu bilinmektedir. Günümüzdeki kentin 25 km kadar kuzeydoğusundaki `Kültepe` adı verilen yerde bir Asur ticaret merkezi olarak kurulan `Kaneş` kenti Hititler dönemin- *■ de de varlığını ve ticaret etkinliğini sürdürmüş, daha sonraki dönemlerde, günümüzdeki kentin 2 km güneybatısında, Erciyes dağına yaslanan birtepede `Mazaka` adı verilen Eski Kayseri kurulmuştur. Günümüzde `Eskişehir Bağları` adı verilen yerde bulunan bu kente, Roma döneminde `Caesarea` adı verilmiş, Ortaçağ`da müslüman Arapların kullandıkları `Kayseriye` adı, zaman içinde Kayseri`ye .
“Kayseri ilinin merkezi. Kayseri kenti, İç Anadolu Bölgesinin en yüksek dağı olan Erciyes dağının kuzey eteğindeki ovanın kenarında, 1 050 m yükseltide kurulmuş tur. TARİH Kayseri “
Kayseri ilinin merkezi. Kayseri kenti, İç Anadolu
Kayseri ilinin merkezi. Kayseri kenti, İç Anadolu Bölgesinin en yüksek dağı olan Erciyes dağının kuzey eteğindeki ovanın kenarında, 1 050 m yükseltide kurulmuş tur. TARİH Kayseri ve çevresinin, tarihin çok eski dönemlerinden başlanarak yerleşilmiş bir yöre olduğu bilinmektedir. Günümüzdeki kentin 25 km kadar kuzeydoğusundaki `Kültepe` adı verilen yerde bir Asur ticaret merkezi olarak kurulan `Kaneş` kenti Hititler dönemin- *■ de de varlığını ve ticaret etkinliğini sürdürmüş, daha sonraki dönemlerde, günümüzdeki kentin 2 km güneybatısında, Erciyes dağına yaslanan birtepede `Mazaka` adı verilen Eski Kayseri kurulmuştur. Günümüzde `Eskişehir Bağları` adı verilen yerde bulunan bu kente, Roma döneminde `Caesarea` adı verilmiş, Ortaçağ`da müslüman Arapların kullandıkları `Kayseriye` adı, zaman içinde Kayseri`ye dönüşmüştür. Roma döneminde Kappadokia eyaletinin merkezi olan Kayseri, Roma İmparatorluğu`nun ikiye bölünmesinden (395) sonra Doğu Roma (Bizans) devletinin payına düşüp, VII. yy`dan başlayarak müslüman Araplar ile Bizanslılar arasındaki birkaç kez el değiştirdi. Malazgirt Savaşı`nda (1071) Selçuklu Türkleri tarafından fethedilip, önce Danişmentoğulları Beyliği`nin sınırları içinde kaldı; sonra bu beyliği yıkan Anadolu Selçuklu hükümdarı Kılıçarslan II tarafından alındı (1176). Alaettin Keykubat II döneminde (1219-1237) büyük ölçüde gelişip, birçok mimarlık anıtıyla donatıldı.1244`te Moğollar tarafından, 1277`de kısa bir süre için de Mısır Memlukları tarafından alınıp, XIV. yy.`ın ilk yarısında, yörede kurulan Eretna Beyliği`nin merkezi oldu. Yüzyılın ikinci yarısında Kadı Burhanettin Beyli- ği`ne geçip, 1398`da Yıldırım Bayezit tarafından, Osmanlı topraklarına katıldı. Ankara Savaşı`ndan (1402) sonra, Timur tarafından Karaman Beyliği`ne verilip, 1419`de Dulkadıroğulları Beyliği`ne geçti. Birkaç kez Karamanoğulları ile Dulkadıroğulları arasında el değiş tirip, 1521 `de Dulkadıroğulları Beyliği topraklarının Osmanlı topraklarına katılmasıyla OsmanlIlara geçti. Osmanlı yönetim örgütünde önceleri Karaman eyaletine bağlı Kayseri sancağının merkezi, Tanzimat`tan sonra da Ankara vilayetine bağlı bir sancağın merkezi olan Kayseri`de, XIX. yy`da halıcılık, dericilik, dokumacılık, bakırcılık, vb. zanaatlar önemli ölçüde gelişti ve ticaret etkinliği arttı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında kent, işgale uğramamakla birlikte, bakımsız kaldı ve geriledi. GÜNÜMÜZDE KAYSERİ Cumhuriyet döneminin başlarında aynı adlı ilin merkezi olan Kayseri`nin 1927`deki ilk sayımda 39 134 olan nüfusu, 1940`ta 50 000`i (52 467), 1960`ta 100 000`i (102 596), 1975`te 200 000`i (207 037), 1990 sayımında da 400 000`i aşmıştır (421 362). Bu gelişmede, 1927`de Ankara-Kayseri demiryolu hattının hizmete girmesi, 1930`da kentin Sivas üstünden Samsun`a, 1933`te de Niğde üstünden Akdeniz kıyılarına bağlanması önemli rol oynamıştır. 1950 yıllarından sonraysa, önemli bir karayolları kavşak noktası haline gelmesi sonucunda kentte, sanayi hızla gelişmiştir. Günümüzde Kayseri kenti, merkezden çevreye doğru üç kesime ayrılabilir: a) Ortada kentin eski çekirdeği (burası eskiden surlarla kuşatılmıştı, bir kenarında da içkale bulunuyordu); b) bu çekirdek kesiminin çevresinde geniş bir alan kaplayan, özellikle kuzeye ve batıya doğru gelişen modern kesim; c) kentin çevresinde yer alan ve Erciyes`in eteklerinde neredeyse kesintisiz biçimde uzanan Gezi (Bağyurdu), Talaş, Zincidere, Hisarcık, Hacılar, vb. banliyö semtleri.
Kayseri (il)
İç Anadolu Bölgesi`nin Orta Kızılırmak Bölümü`nde il. Yüzölçümü 16 917 km2, nüfusu 1990 sayımına göre 943 484 olan Kayseri ili 16 ilçeye ayrılmıştır: Kocasinan, Melikgazi, Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Hacılar, İncesu, Özvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Talaş, Tomarza, Yahyalı, Yeşilhisar. Kuzeydoğu ve doğuda Sivas, güneydoğuda Kahramanmaraş, güneyde Adana, batıda Niğde ve Nevşehir, kuzeyde Yozgat illeriyle sınırlı olan Kayseri ilinde, İç Anadolu Bölgesi`nin en yüksek dağı olan Erciyes dağı yükselir. Bir yanardağ kütlesi olan Erciyes, doğu-batı doğrultusunda 45 km, kuzey-güney doğrultusunda 35 km boyutlarında bir taban üstüne yerleşmiştir; bu taban üstünde, yükseltisi 3 917 m`yi bulur. Erciyes, yeni bir yanardağ değil, şiddetli aşınmaya uğramış bir yanardağlar yığınıdır. Derin sel .
“İç Anadolu Bölgesi`nin Orta Kızılırmak Bölümü`nde il. Yüzölçümü 16 917 km2, nüfusu 1990 sayımına göre 943 484 olan Kayseri ili 16 ilçeye ayrılmıştır: Kocasinan, Melikgazi, Akkışla, “
İç Anadolu Bölgesi`nin Orta Kızılırmak Bölümü`nde
İç Anadolu Bölgesi`nin Orta Kızılırmak Bölümü`nde il. Yüzölçümü 16 917 km2, nüfusu 1990 sayımına göre 943 484 olan Kayseri ili 16 ilçeye ayrılmıştır: Kocasinan, Melikgazi, Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Hacılar, İncesu, Özvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Talaş, Tomarza, Yahyalı, Yeşilhisar. Kuzeydoğu ve doğuda Sivas, güneydoğuda Kahramanmaraş, güneyde Adana, batıda Niğde ve Nevşehir, kuzeyde Yozgat illeriyle sınırlı olan Kayseri ilinde, İç Anadolu Bölgesi`nin en yüksek dağı olan Erciyes dağı yükselir. Bir yanardağ kütlesi olan Erciyes, doğu-batı doğrultusunda 45 km, kuzey-güney doğrultusunda 35 km boyutlarında bir taban üstüne yerleşmiştir; bu taban üstünde, yükseltisi 3 917 m`yi bulur. Erciyes, yeni bir yanardağ değil, şiddetli aşınmaya uğramış bir yanardağlar yığınıdır. Derin sel sularının yataklarıyla yarılmış yamaçları üstünde, eklenti yanardağ konileri de bulunur. Ortadaki dağın doğusunda ayça (hilal) biçiminde bükülmüş bir dağ (Koç dağı, 2 700 m), ikisinin arasında, tabanı 2 000 m`yi aşan Tekir yaylası yeralır. Erciyasdoğ- ruğunun kuzeye doğru açılan derin vadilerinden birinin başında, küçük bir buzul görülür. Yakın yıllarda yapılan gözlemler, buzulun büyük ölçüde gerilediğini ortaya koymuştur. Eski gezginler dağa hep güney yamacından çıkmış, dik olan kuzey yamaçlarını denememişlerdir. Günümüzde Anadolu dağcıları, bu yamacı da kullanmaya başlamışlardır. Erciyes yanardağ kütlesi, aşağı karı kesintisiz bir ovalar dizisiyle çevrilidir. Doğuda marza ovası (1 400); güneyde Develi ovası (1 100 kuzeyde Kayseri ovası (1 050) m). Kayseri ilinin gü yinde ve doğusunda da Orta Toroslar`ın uzantıları c dağlar yükselir. Kayseri ili, sert kara iklimi etkisindedir. Kışlar so ve karlı, yazlar sıcak ve az yağışlı geçer. İl merkeziı en soğuk ay ortalaması -1,5 °C, en sıcak ay ortalan 22,7 °C, günümüze kadar kaydedilen en düşük sıca -32,5 °C (6.1.1942), en yüksek sıcaklık 40,7 °( (30.7.1957); yıllık yağış tutarı 366 mm`dir. Yılda ort ma 104 gün yağış düşmekte, gene ortalama olaraE gün kar yağmaktadır; yerin karla örtülü olduğu günf sayısı 29`dur. Dağlık alanlarda bu sayılar daha da aı Kayseri ili orman örtüsü açısından yoksuldur. E yes`in kuytu yamaçlarında ve Orta Toroslar`a bağlı c larda orman kalıntılarına (özellikle meşe türleri) ra: nır. İlin büyük kesiminde bozkır (step) görünüşü basar: Üzerlik, gevenotu, devedikeni, vb. türler. Kayseri ilinin suları Kızılırmak aracılığıyla Kara niz`e, Seyhan`ın Samantı kolu aracılığıyla da Akden dökülür. Erciyes`in kuzeyinde kalan kesimlerin sı Kızılırmak`ta, doğusunda kalan kesimlerin suları mantı suyunda toplanır. Erciyes`in güneyinde yer; Develi ovası, sularını dışarı göndermeyen kapalı havzadır. Kayseri ilindeki en önemli göller, Yay gölü (37 kı Çöl gölü (32 km2) ve Tuzla gölüdür (23 km2). Bunlar ilk ikisi, Develi ovasının batısında yeralır ve `Sultan : lığı bataklığı` adı altında toplanabilir. Tuzla gölü, ilin zeydoğu kesiminde yeralır. Kayseri - Sivas demiry bu gölün doğu ve güney kenarlarını izler. EKONOMİ Kayseri ilinin başlıca gelir kaynakları, tahıl üretim hayvancılıktır. Tahıl ürünlerinin başında buğday, il< sırada arpa, üçüncü sırada çavdar gelir; kuru sebz arasında patates üretimi ağır basar. Sanayi bitkilerin en çok yetiştirilen, şekerpancarıdır; ayçiçeği de el Üzüm bağlarının yaygın olduğu (Erciyes`in etek önemli bağcılık alanlarıdır) ilde, meyve ağaçları ara da, sayı bakımından elma ağacı ağır basar. İldeki ko sayısı 1 milyonu aşar. Öbür hayvanların sayısı, koy göre çok geriden gelir. Kayseri ilinin yeraltı gelir kaynakları arasında kı (Pınarbaşı ilçesi), barit (Sarız ilçesi), demir (Yahyal Bünyan ilçeleri) yatakları sayılabilir. Başlıca sanayi kuruluşları, ilin merkezinde top mıştır: Bez fabrikası; Şeker Fabrikası; Yem Fabrif Meyve Suyu Fabrikası; kontrplak, sabun ve deterjar pımevleri, vb. Bunların dışında ilin çeşitli yerlerindi (Bünyan, Yahyalı, Develi) geleneksel halı dokumat yapılır. Bünyan`da, halı dokumacılığının yanı sıra yünlü dokuma fabrikası da kurulmuştur. ULAŞIM Kayseri, Türkiye demiryollarının önemli bir kavşak r tasıdır: Türkiye`nin doğu, kuzey, batı güneydoğu ve neyinden gelen hatlar Kayseri`den geçer. Demin bağlantısı Ankara`yla 1927`de, Sivas`la 1930`da, Al niz kıyılarıyla (Kayseri-Ulukışla hattının yapım 1933`te sağlanmıştır. Demiryolları gibi karayolları b mından da önemli yollar üstünde (sözgelimi, Istan Ankara-Kayseri-Malatya-Elazığ-Diyarbakır yolu) b nan Kayseri, hava ulaşımından da yararlanır.
Kayserili Ahmet Paşa
.
““
Bk. a h m e t p a ş/ KAYSERİLİ.
Kayserili Mehmet Ağa
Türk mimarı (Kayseri ^-İstanbul 1742). Hassa Mimarları ocağında yetişen Kayserili Mehmet Ağa, Mustafa II dö neminde başmimarlığa atanıp, kısa süre sonra görevden alındıysa da, yeniden aynı göreve getirildi (1709) ve 31 yıl bu görevde kaldı. Lale devrindeki bayındırlık çalışmalarına katılarak büyük ün kazandı. Beyazıt camisi yanında yapılacak dükkânlarla ilgili buyruğa uymayarak rüşvet aldığı gerekçesiyle işine son verildi. Genellikle `Sadabad Mimarı` olarak tanınan Kayserili Mehmei Ağa, Ahmet III döneminde (1724-1737); İstanbul`da ve Osmanlı imparatorluğu topraklarında yapılan .mimarlık ürünlerin çoğuna katkıda bulunmuştur. Başlıca yapıtları: Kasrı Hümayun, Havz-ı Kebir duvarları (Kâğıthane); Miriahır kasrı ve çeşme (Sadabad yakını); Yıldız Dede tekkesi ve camisi (Bahçekapı); Ahmet III çeşmeleri .
“Türk mimarı (Kayseri ^-İstanbul 1742). Hassa Mimarları ocağında yetişen Kayserili Mehmet Ağa, Mustafa II dö neminde başmimarlığa atanıp, kısa süre sonra görevden alındıysa da, yeniden “
Türk mimarı (Kayseri ^-İstanbul 1742). Hassa Mimarları
Türk mimarı (Kayseri ^-İstanbul 1742). Hassa Mimarları ocağında yetişen Kayserili Mehmet Ağa, Mustafa II dö neminde başmimarlığa atanıp, kısa süre sonra görevden alındıysa da, yeniden aynı göreve getirildi (1709) ve 31 yıl bu görevde kaldı. Lale devrindeki bayındırlık çalışmalarına katılarak büyük ün kazandı. Beyazıt camisi yanında yapılacak dükkânlarla ilgili buyruğa uymayarak rüşvet aldığı gerekçesiyle işine son verildi. Genellikle `Sadabad Mimarı` olarak tanınan Kayserili Mehmei Ağa, Ahmet III döneminde (1724-1737); İstanbul`da ve Osmanlı imparatorluğu topraklarında yapılan .mimarlık ürünlerin çoğuna katkıda bulunmuştur. Başlıca yapıtları: Kasrı Hümayun, Havz-ı Kebir duvarları (Kâğıthane); Miriahır kasrı ve çeşme (Sadabad yakını); Yıldız Dede tekkesi ve camisi (Bahçekapı); Ahmet III çeşmeleri (Üsküdar ve Sultanahmet); Tophane çeşmesi; su kemerleri; Sultanhisarı, Seddülbahir, Erzurum, Trabzon, Hemedan, Tebriz, Revan, Gence, Tiflis, Azak, Kalei Cedit (Kırım), Hotin, Bender ve Özi kalelerinin yapım ve onarımları.