Ankara
Ankara (kent) (sehir)
25-05-2022
Ankara (kent), Türkiye Cumhuriyeti`nin başkenti ve aynı adlı ilin merkezi.
İç Anadolu Bölgesi`nin kuzeybatı kesiminde, Sakarya
ırmağına kavuşan Ankara suyunu (eski adı Engürü
suyu) oluşturan Bend deresi, İncesu ve Çubuk suyu adlı
üç küçük akarsuyun birleştiği ovanın (Ankara ovası) doğu
kenarında kurulmuş olan Ankara`nın bu kesimde
yaslanmış olduğu tepenin üstünde, tarihsel Ankara kalesi
yükselir. Kalenin bulunduğu tepede 978 m olan
yükselti, istasyonun bulunduğu kesimde 851 m`ye kadar
iner.
TARİH
Günümüzdeki kentin kapladığı bazı semtlerde Taşdevri`nden
bazı taş aletlerin, kalenin eteğinde de Cilalıtaş
döneminden bir el baltasının bulunmuş olması, bölgeye
Tarihöncesi dönemlerde yerleşilmiş olduğunu göstermekteyse
de, kentin yazılı belgelere dayanan tarihi
ancak Friglerle başlamaktadır. Çeşitli dönemlerde
Ankyra, Angora, Engürü, Engüriye gibi adlar verilmiş
olan kent, Frigler döneminde günümüzdeki Hacıbayram
camisi dolaylarından başlayarak Çankırıkapı ve
Dışkapı`ya kadar uzanıyordu. Günümüzdeki Bahçelievler,
Anıtkabir ve istasyon civarında da, Frig kentinin
mezarlıkları yer alıyordu. Frig devletinin yıkılmasından
sonra, Lidyalıların, İ.Ö. 547`den sonra da Anadolu`nun
büyük bölümüne egemen olan Perslerin eline geçen
Ankara`nın, bu dönemiyle ilgili yeterli bilgi bulunmamasına
karşın, kentin İran`ın başkenti Susa`yı Lidya`nın
başkenti Sardeis`e bağlayan `Kral yolu` üstünde zengin
bir ticaret merkezi olduğu bilinmektedir. İ.Ö. 278-İ.Ö.
189 arasında Galatların egemenliğinde yaşayan İ.Ö.
189`da Romalılara geçen kentte, İ.S. 395`e kadar süren
ve Ankara`nın en parlak dönemlerinden biri olan Roma
dönemi süresince, başta Augustus tapınağı, birçok anıt yapılmış ve altı yüzyıla yakın süren bu dönem içinde
kent, yalnızca dört yıl (İ.Ö. 88-84), Pontos kralı Mithridates`in
egemenliğinde yaşamıştır.
Augustus döneminde (İ.Ö. 27- İ.S. 14) Roma eyaleti
Galatia`nın merkezi olan, İ.S. I. ve II. yy`larda çok büyük
ölçüde gelişen kent, III. yy`dan sonra geriİemeye
başlamış ve 395`ten sonraki Bizans döneminde Eskiçağ`daki
görkemine hiçbir zaman kavuşamamıştır.
Bizans döneminde, Anadolu`nun öteki kentlerine
olduğu gibi İslâm akınlarının başladığı Ankara, VII. yy`ın
başlarında Sasanilerin, daha sonra da Arapların akınlarına
uğrayıp, XI. yy`da Türk yönetimine geçinceye kadar
birkaç kez el değiştirdi. 1073`te Selçukluların fethettikleri,
ama 1101 `de Haçlıların eline geçen kent, sonra yeniden
Bizanslılara geçip, 1127`ye doğru Selçuklular tarafından
geri alındı. Türk egemenliği döneminde bir süre
Danişmendoğullarının, bir süre de Germiyanoğullarının
eline geçip, 1304-1341 arasında Anadolu`yu istila
eden İlhanlılara bağlı kaldı. İlhanlIlardan sonra Eretnaoğullarının
yönetimine girip (1341), 1354`te Orhan Gazi`nin
oğlu Süleyman Paşa tarafından Osmanlı topraklarına
katıldı. 1402`de Timur-Bayezit savaşından büyük
zarar gören kent, `Fetret devri`nde Amasya`ya egemen
olan Çelebi Mehmet`e geçip, 1406`da kardeşi Süleyman
Çelebi tarafından kuşatıldı. XVII. yy`da Celali isyanlarından
büyük zarar görüp, sıkıntılı günler yaşayan
kent, XVIII. yy`daki sakin döneminden sonra XVIII.
yy`da bir süre|yönetime baş kaldıran Kavalalı Mehmet
Ali Paşa`nın birlikleri tarafından istila edildi (1832-33).
Yüzyılın sonunda, demiryoluyla Haydarpaşa`ya (İstanbul)
bağlandı (1892).
Osmanlı yönetim örgütü içinde, 1462`ye kadar Anadolu
eyaletinin merkezi, Anadolu eyaletinin merkezinin
Kütahya`ya taşınmasından sonra da Ankara sancağının
merkezi olan kent, Tanzimat dönemine kadar birkaç
kez yeniden eyalet merkezi oldu.
GÜNÜMÜZDE ANKARA
Mustafa Kemal Paşa`nın (Atatürk) Erzurum ve Sivas
kongrelerini topladıktan sonra 27 Mayıs 1919`da Ankara`ya
gelmesiyle, tarihinde yeni bir dönem başlayan
kent, 23 Nisan 1920`de TBMM`nin toplanması ve 13
Ekim 1923`te yeni Türkiye Devleti`nin başkenti olmasıyla,
tarihinin hiçbir döneminde erişemediği bir gelişmeye
ve nüfus patlamasına sahne oldu.
Cumhuriyetten önceki Ankara, Kaletepe ve çevresinde
gelişmiş, bu kesimi çevreleyen yeşil şeridin (bağlar,
bahçeler) dışına pek taşmamıştı. Cumhuriyetin ilk
yıllarında Ankara`ya gelenler nereyi boş buldularsa oraya
yerleştiler. Bu ilk dönem bir `yoğunlaşma dönemi`
oldu (günümüzdeki Ulus semti, o dönemin iş merkezini
oluşturuyordu). Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan yeni
yapılar daha çok Ulus çevresinde ve Ulus ile istasyon
arasında kuruldu (Eski TBMM binası, Ankara Palas, Evkaf
Apartmanı, vb. ünlü yapılar). O sıralarda nüfusu 74
553 (1927 sayımı) olan kent, henüz ilk yeşil şeridin ötesine
taşmamıştı.
1930-1940 arasındaki dönem, Ankara kentinin genişleme
dönemi oldu. H. Jansen`in yaptığı plan uyarınca
kent, ilk yeşil şeritin ötesine taştı ve `Yenişehir ` adı
verilen semt kuruldu. Daha sonra, kısa sürede Cebeci
ve Maltepe yönünde de genişleyen kentin, Çankaya`ya
doğru uzanan kesimini de Bakanlıklar ve Elçilikler kapladı.
Ama asıl yerleşme alanları henüzÇankaya`nın aşağı
kesimlerindeydi. Bu koşullar altında kentin nüfusu
1935`te 100 000`i (122 720), 1940`ta da 150 000`i aştı
(157 242). İkinci Dünya Savaşı`nın başlaması, kentin
genişlemesinde bir yavaşlamaya yolaçtıysa da, daha o
sırada kentin çevresinde ikinci bir yeşil şerit oluşmuştu
ve Etlik, Gazi Eğitim Enstitüsü (günümüzde Gazi Eğitim
Fakültesi), Gazi Orman Çiftliği, Harp|Okulu üstünden
Dikmen ve Çankaya`ya uzanıyordu (daha sonra Anıtkabir,
bu ikinci şerit içinde yapıldı).
1940-1950 arasında, yeni bir konut patlaması yaşayan
kentte, aradaki bazı boşluklar dolarken, 1950`de
nüfusu da 188 586`ya yükseldi. Ekonomide merkez bu
dönemde Ulus`tan Yenişehir`e kaymaya başlarken, nüfus
artışına paralel olarak ilk gecekondular da ortaya
çıkmaya başladı. Kent Maltepe yönünde biraz daha
ilerlerken, Bahçelievler`in ilk bölümleri kuruldu (Yenimahalle
adı verilen semt henüz kurulmamıştı).
1950-1960 döneminde, ikinci yeşil şerit de atlanarak,
kentin alanı daha da genişledi. Yeni semtler kuruldu:
Bahçelievler, Yenimahalle, Aydınlıkevler, Gazi Mahallesi,
Anıttepe. Ayrıca bu dönemde, çevredeki eski
bağların yerini sürekli yerleşme alanları aldı. Balgatgibi
eski köyler, kent srnırı içine girerken, gecekondu alanları da genişledi. Nüfus da 1960 sayımında 650 067`yi
buldu.
1960 sonrasında, yoğun apartman yapımına girişilip,
Kavaklıdere, Çankaya, Ayrancı semtlerinde yerleşme
yoğunlaştı. Bahçelievler`in ilk yıllardaki görünümü değişerek,
apartmanlarla doldu. 1965`te 905 660`a yükselen
nüfus, 1970`te ilk kez bir milyonu aştı (1 236 1 52).
Sonra artışın daha da hızlanmasıyla 1975`te 2 milyona
yaklaştı (1 701 004). Ankaralılar artık oturmak için merkezden
uzak semtleri tercih etmeye başladılar (Oran sitesi,
vb.). 1983`ten sonra `büyükşehir` konumu alan
kentte, bu konum çerçevesinde, Altındağ, Çankaya,
Etimesgut, Keçiören, Mamak, Sincan ve Yenimahalle ilçelerinden
bazı kesimler `büyükşehir` belediyesi sınırları
içine alındı. Bu arada Cumhuriyet`in başlangıcında
daha çok bir memur kenti özelliğini gösteren Ankara,
1970`ten sonra hızla büyük bir sanayi ve kültür (çeşitli
üniversiteler ve yüksekokullar) merkezine dönüştü.
Nüfusu da 1985`te 2 milyonu (2 235 035), 1990`da 2,5
milyonu (2 559 471) aştı.
Ankara (il) (sehir)
25-05-2022
Ankara (il), Büyük kesimi İç Anadolu bölgesinde, kuzeyde kalan
küçük bir kesimi Karadeniz bölgesi sınırları içinde il. Büyüklüğü
bakımından Konya ve Sivas`tan sonra Türkiye`nin
üçüncü büyük ili oİan Ankara ilinin yüzölçümü
25 760 knv, nüfusu 3 236 626`dır. Merkezi Ankara kentidir.
24 ilçesi vardır: Akyurt, Altındağ, Ayaş, Çankaya,
Etimesgut, Keçiören, Mamak, Sincan, Balâ, Beypazarı,
Çamlıdere, Çubuk, Elmadağ, Evren, Gölbaşı, Güdül,
Haymana, Kalecik, Kazan, Kızılcahamam, Nallıhan,
Polatlı, Şereflikoçhisar, Yenimahalle.
Kuzeyde Bolu ve Çankırı, doğuda Kırıkkale ve Kırşehir,
güneydoğuda Aksaray, güneyde Konya, batıda Eskişehir
illeriyle sınırlı olan Ankara ilinin toprakları, İç
Anadolu bölgesinin oldukça engebeli kuzey kesimini
kapsar. Güneydeki Konya bölümünün az dalgalı düzlüklerinden
kuzeye, Karadeniz dağlarının iç sıralarına
doğru gidildikçe, hem yüzeyşekilleri daha dağlık bir görünüm
kazanır, hem de dağların yükseltisi artar. Kuzey
Anadolu dağlarının iç sırasını oluşturan Köroğlu dağlarının
İç Anadolu`ya bakan kenarı, ilin kuzey sınırı boyunca
uzanır. Bu dağlar üstünde de Ankara sınırları içinde
Aydos dağı (1 840 m), Yıldırım dağı (2 035 m), Işık dağı
(2 015 m) gibi dağlar yükselir. Ankara ilinin güney kesimini,
dalgalı görünüşlü Haymana yaylası ve basık çanaklar
(Tuz gölü) oluşturur.
Ankara ilinde `orta iklim` ya da `ılıman iklim` denilen
iklimin, kışları oldukça sert geçen karasal tipi egemendir.
İl merkezinde 45 yıllık gözlemlere göre, en soğuk
ay ortalaması 0,3 °C, en sıcak ay ortalaması 23,3
°C`tır. Günümüze kadar termometrenin gösterdiği en
düşük sıcaklık -24,9 °C (5.1.1942), en yüksek sıcaklıksa
40 °C`tır (1.8.1954). Yıllık yağış tutarı düşüktür; 367
mm. Yağışlar, ilin kuzeyindeki dağlık kenara doğru artar
(Kızılcahamam`da 564 mm).
Ankara ilinin kuzey kesiminde oldukça önemli sayılabilecek
derecede ormana rastlanır. İlin orta ve güney
kesimlerinin doğal bitki örtüsüyse bozkırdır (step). Kızılcahamam
ve Çamlıdere ilçelerinde daha çok karaçam
ve sarıçam türleri görülür. Ankara kentinin bulunduğu
çevre, Cumhuriyet döneminde geniş ölçüde
ağaçlandırılmıştır.
Ankara topraklarını sulayan akarsuların çoğu Sakarya
ırmağında toplanır. Bunlardan Ankara suyu (ya da
Engürü suyu), Ankara kentinin yakınlarında birleşen üç
koldan (Bent deresi, Çubuk suyu, İncesu) oluşur ve Mürted ovasından geçen Ova çayını da alarak, sağdan
Sakarya ırmağına karışır. İlin doğu kesimindeyse, oldukça
dar bir alanın suları Balaban deresiyle Kızılırmak`a
akar. İlin en önemli gölü,güneydoğuda yeralan
Tuz gölüdür; ama bu gölün yalnızca bir kesimi Ankara
ili sınırları içindedir. Öteki kesimleri Konya ve Aksaray
illeri içinde yer alır.İlin öteki gölleri Ankara`nın güneyinde
Konya-Ankara yolu üstündeki Mogan ve Emir göiieridir.
Yapay göl olarak da, Ankara-Kırşehir il sınırı üstünde
yer alan Hirfanlı barajı gölü sayılabilir.
1990 sayımının sonuçlarına göre Ankara ili sınırları
içinde 3 236 626 kişi yaşar. 1988-1990 arasında yıllık
nüfus artış hızı il merkezinde ve ilçe merkezlerinde %o
24,31, kırsal kesimde %o 1,00, ortalama %o 21,28 olarak,
Türkiye ortalamasının (%o 21,71) biraz altında gerçekleşmiştir.
EKONOMİ
Ankara ili topraklarının yarısına yakını tarıma ayrılmıştır.
Buğday çok ekilir ve bu üretimde Ankara, Türkiye`de
Konya`dan sonra ikinci sırada yer alır.Sakarya ve kollarının,
özellikle Kirmişçayının tabanında pirinçtarımı yapılır.
Patates de oldukça çok ekilir. Dikili alanlar çok yer
tutmamakla birlikte, Ankara`nın armudu ün salmıştır.
Üzüm bağlarından kurutmalık, sofralık, pekmezlik,
şaraplık üzüm elde edilir.
Hayvancılık bakımından başlıca özellik, koyun sayısının
çokluğu ve tiftik keçisi sayısının koyuna yakın oluşudur.
Tiftik keçisinin bir adının da `Ankara keçisi` olması,
başlıca yetişme alanının bu il sınırları içinde olduğunu
gösterir. Ankara balı da aranan bir baldır ve büyük
ölçüde üretilir.
İl sınırları içinde önemli yeraltı gelir kaynağı yoktur.
Sanayi kuruluşlarının başlıcaları, il merkezindeki çeşitli
sanayi tesisleri (bira, makarna, un, bitkisel yağ, süt ürünleri,
şeker, şarap fabrikaları) dışında, Elmadağ`daki barut,
Polatlı`daki traktör fabrikalarıdır. Bunlara daha yakın
yıllarda Mürted`deki uçak sanayisinde eklenmiştir
( F - 16 uçakları).
ULAŞIM
Ulaşım bakımından Ankara, ülkenin her yanına kara ve
demiryollarıyla bağlı olduğu gibi, Esenboğa havaalanı da
önemli bir uluslararası hava ulaşım merkezidir.
Ankara antlaşması (tarih)
25-05-2022
Ankara antlaşması, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti ile Fransa arasında
20 Ekim 1921`de Ankara`da imzalanan anlaşma. İşgal
ettiği Urfa, Gaziantep, Maraş ve Adana bölgelerinde
şiddetli bir direnişle karşılaşarak Suriye`yle yetinir
duruma gelen Fransa, Sevr antlaşmasının imzalanmasından
üç ay önce Ankara hükümetiyle ilişki kurmuş ve
20 günlük bir ateşkes anlaşması imzalamış (3C Mayıs
1920), ama sonradan ilişkilerde herhangi bir gelişme
görülmemişti. Türk ordusunun Anadolu`da gücünü artırması,
Ankara hükümetinin gücünün ortaya çıkması
ve 16 Mart 1921`de SSCB`yle Moskova antlaşmasının
imzalanması, Fransa`yı görüşmeleri yeniden başlatmaya
yöneltti. Sakarya Savaşı öncesinde Ankara`ya gelen
Fransa Dışişleri Komisyonu başkanı Henri Franklin Bouillon`un,
9 Haziran 1921`den başlayarak Mustafa Kemal
Paşa, Fevzi Çakmak ve Dışişleri bakanı Yusuf Kemal`le
(Tengirşenk) yaptığı görüşmeler, Sakarya Savaşı
sırasında kesildiyse de, savaştan sonra yeniden başladı
ve Ankara antlaşmasının imzalanmasıyla sonuçlandı.
Fransa adına Franklin Bouillon`un, Türkiye adınaysa
Yusuf Kemal`in imzaladıkları anlaşma uyarınca, taraflar
aralarındaki savaş durumuna son verdiler; bazı sınır
(güney sınırları) sorunlarını geçici olarak çözümlediler ve savaş tutsaklarını birbirlerine geri vermeyi kabul ettiler.
Antlaşmanın siyasal açıdan en önemli sonuçlarıysa,
ilk olarak büyük bir Batı devletinin Ankara hükümetini
tanıması ve Hatay`a özel bir yönetim statüsü tanınmasıyla,
Türkiye`nin bir uzantısı olduğunun onaylanması
oldu.
Ankara keçisi (hayvan)
25-05-2022
Ankara keçisi, Bk. TİFTİK KEÇİSİ
Ankara kedisi (hayvan)
25-05-2022
Ankara kedisi, Anayurdu Türkiye olan evcil kedi ırkı (Felis domesticus
angoriensis). Sık sık birbirine karıştırılan Ankara kedileri
ile Van kedilerini birbirinden ayıran bedensel özelliklerin
başlıcaları, Ankara kedisinin kafasının daha küçük gözlerinin daha geniş, kulaklarının daha büyük olmasıdır.
Ankara kedilerinin tüy dipleri yünsü, uçları ipeksidir;
kafaları küçük ya da orta büyüklükte, kulakları ve
bedenleri uzundur. Uzun kuyrukları uç kesime doğru
sivrileşir. Safkan Ankara kedileri ile sarı gözlü Ankara
kedilerinin çiftleştirilmesiyle, bir gözü mavi, bir gözü sarı
yavrular elde edilir.
Ankara Meydan Savaşı (tarih)
25-05-2022
Ankara Meydan Savaşı, Yıldırım Bayezit I ile Timur arasında 1402`de Çubuk
ovasında yapılan savaşa verilen ad. Avrupa topraklarında
büyük fetihlerle gelişen Osmanlı devleti ile kısa sürede
İran, Irak ve Hindistan`ın önemli bir kesimini ele geçiren
Timur İmparatorluğu arasında, görünüşte Yıldırım
Bayezit`in, Timur`dan kaçan ve kendisine sığınan Tebriz
hükümdarı Sultan Ahmet ile Azerbaycan hükümdarı
Kara Yusuf`u Timur`a vermeyi reddetmesi nedeniyle
patlak veren, aslındaysa, Doğu Anadolu`da egemenİiği
ele geçirme çekişmesinin sonucu olan savaş, Timur ordularının
Anadolu içlerine yürüyüp Sivas`ı almaları üstüne,
Bayezit`in İstanbul kuşatmasını kaldırarak Bursa`da
birliklerini toplaması ve Ankara`ya doğru yürümesiyle
başladı. 19 Temmuz 1402`de Timur`un 160
000 kişiyi aşkın, savaş filleri de bulunan ordusu ile Bayezit`in
yaklaşık 90 000 kişilik ordusu Çubuk ovasında karşı
karşıya geldiler. Başlangıçta iki tarafın da belirli bir üstünlük
sağlayamadığı savaş, Osmanlı ordusunun sol kanadımdaki
Kara Tatarlar ile sağ kanadındaki Anadolu
Beylikleri askerlerinin, Timur ordusu saflarında bayrak
açtıklarını gördükleri Germiyanoğlu, Saruhanoğlu,
Menteşoğlu ve Aydınoğlu beylerine katılmaları sonucu,
hızla Osmanlı ordusu zararına gelişti. Osmanlı ordusunda
çözülmenin başlaması üstüne, savaşın yitirildiğini anlayan şehzade Süleyman Çelebi, şehzade
Mehmet Çelebi, sadrazam Ali Paşa, Murat Paşa ve Yeniçeri
ağası Hüseyin Ağa, kuwetleriyle geri çekildiler. 3
000 kadar yeniçeriyle Çataltepe`ye çekilen Yıldırım Bayezit`in
birçok saldırıyı püskürttükten sonra tutsak düşmesiyle
savaş sona erdi ve Osmanlı devleti büyük bir
sarsıntı dönemine girdi.
Ankara Paktı (tarih)
25-05-2022
Ankara Paktı, Türkiye, Fransa ve İngiltere arasında 19 Ekim 1939`da
Ankara`da imzalanan antlaşmaya verilen ad. İkinci
Dünya Savaşı öncesinde Almanya`nın Orta Avrupa`da,
İtalya`nın da Akdeniz`de üstünlük kurma istekleri üstüne,
Akdeniz`de ortak çıkarları bulunan Türkiye, Fransa
ve İngiltere arasında Doğu Akdeniz`in güvenliğini sağlama
konusunda başlayan (Mayıs 1939) görüşmeler,
Almanya ile Rusya`nın 28iEylül`de Lehistan`ı paylaşmalarıyla
hızlandı ve 19 Ekim`de Ankara Paktı`nın imzalanmasıyla
sonuçlandı. Anlaşmaya göre Türkiye`ye bir Avrupa
ülkesi saldırırsa öbür iki ülke ona yardım edecek,
Fransa ile İngiltere Akdeniz`de bir saldırıya uğrarlarsa
ya da vermiş oldukları güvence nedeniyle Yunanistan
ve Romanya yüzünden bir savaşa girmek zorunda kalırlarsa,
Türkiye de onlarla işbirliği yapacaktı.
baştankaragiller (hayvan)
25-05-2022
baştankaragiller, Büyük bölümü kuzey yarıkürede yaşayan ötücü kuşlar ailesi (Paridae). Üyelerinin çoğunun boyu 15 cm`yi aşmayan baştankaragiller ailesi üyelerinin renkleri gri, beyaz, siyah olabilir; bazı türlerde mavi, sarı ya da yeşil benekler, çoğunun yanağında da siyah çerçeveli beyaz bir bölüm bulunur. Hareketli ve çeviktirler; doğada kovuklar içinde barındıkları için, insanların yaptığı tahta kuş yuvalarını da kolayca benimser, yazın böceklerle, kışın tohumlarla beslenirler. Büyük baştankara ya da yalnızca baştankara (Pacus majör) denen türün başının ön bölümü siyah, yanakları beyaz, sırtı mavimsi gri, bedeninin alt bölümü, boyundan başlayan siyah bir şeritle ayrılmış sarı renklidir. Aynı aileden, ama farklı bir cinsten olan uzunkuyruklu baştankaranın (Aegithalos caudatus) yalnızca 14 cm olan boyunun yarısını kuyruk oluşturur; tüyleri siyah, beyaz ve yer yer pembe renklidir; özellikle böceklerle beslenir; likenler, yosunlar ve tüylerle, karmaşık kubbemsi yuvalar yapar. Gene farklı bir cinsten olan çulha kuşunun {Remizpendilunus) boyu, uzunkuyruklu baştankaradan hafifçe büyüktür.
Ankaragücü Konyaspor ()
25-05-2022
Ankaragücü Konyaspor, Ankaragücü Konyaspor takımları müsabakası sezon içerinde olan futbol müsabakasıdır. Geçmişte bir çok kez olmuştur.
Bunlara bakanlar bunlara da baktı
Benzer isimler
Güncel Filmler
Son Eklenen Filmler
Sizin için seçtiklerimiz